30 Nisan 2011 Cumartesi

Milliyet... ÇÜÜÜŞŞŞŞŞ

Önce haberi koyayım...

Fransızlar, aradan 8 ay geçmesine karşın F.Bahçe yönetiminin Marsilya'dan Niang'ı koparmasının acısını hala unutamıyor
SportVox, 'Marsilya, kalsın diye 4 milyon euro teklif etti. Ama F.Bahçe 480 bin euro aylık artı bir milyon da verince Niang'ı kaptı. Yabancılar gelip yıldızlarımızı elimizden alıyorlar' diye ağladı
Fransız SportVox, yeni transfer dönemi yaklaşırken, ders olsun diye geçen yaz Marsilya yönetiminin yaşadığı çaresizliği anlatan bir makale kaleme aldı. Marsilya yönetiminin 20 milyon euro bonservis bedeli önermesine karşın Luis Fabiano'yu Sevilla'dan kopartamadığını vurgulayan SportVox, yabancıların ise Ligue 1'e gelip Mamadou Niang gibi Marsilya ile özdeşleşen büyük bir yıldızı bile parayı bastırıp Fransa'dan çekip götürdüğünü yazdı.
AYLIK 320 BİNDEN 480 BİN EUROYA

SPORTVOX, F.Bahçe'nin Mamadou Niang'ı Marsilya'dan koparmak için ekstradan 1
milyon euro imza parası ödediğini, Fransız kulübünün ise bu durum karşısında çaresiz kaldığını savundu. Fransızların iddiasına göre Marsilya'dan aylık 320 bin euro alan Senegalli'nin menajeri, F.Bahçe ile aylık 480 bin euroya anlaştı. Marsilya yönetimi Niang'a yıllık 4 milyon eurodan 4 senelik yeni bir teklif sundu. Ancak F.Bahçe yönetimi, bir milyon euroluk ekstra imza parası ödeyince Niang, tercihini Marsilya yerine Sarı-Lacivertli kulüpten yana kullandı.
MURAT ÖZAYDINLI ÇOK UĞRAŞTI

NİANG'IN transferi için büyük çaba sarf eden Murat Özaydınlı defalarca Fransa'ya gidip, Senegalli, menajeri ve Marsilya yönetimi ile pazarlık yapmıştı. Asbaşkan Özaydınlı'nın çabaları sonucu 7.5 milyon euro bonservis bedeli karşılığında Marsilya güçlükle de olsa Mamadou Niang'ı satmayı kabul etmişti.


Yani ey ahali... Niang bizden senelik 480.000*12 = 5.760.000 € alıyor. Bunu yazarken inanan sevgili editör ve muhabirler.

Tek kelime ile cevap vereyim.


ÇÜŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ

27 Nisan 2011 Çarşamba

Aykut Hoca...

Uzun zaman sonra yazacağım yazının tek haklı sahibinin hoca olacağını düşünüyorum. Kısa bir analiz yapmaya çalışacağım.

Aykut Hoca'yı neredeyse çocukluğumdan beri iyi kötü tanırım. Futbolcuyken de aynı insandı, İstanbulspor'a gittiğinde de aynı, Ankara'da da aynı ve yuvasına döndüğünde gene aynı oldu. İnanılmaz düzgün, inanılmaz seviyeli, aklı başında, araştıran ve kendini geliştiren bir insandır hoca. Yeri geldi çok eleştirdim. Yeri geldi çok övdüm.

Şu ana kadar tek bir hata yaptı. O da Fenerbahçe'de başarısız olurum korkusuyla çok yanlış insanlara danıştı. fikir aldı. Hatta bazı cümleleri direk basın toplantısında medya ile paylaştı. Ne zaman korkunun ecele faydası olmadığını anlayıp kendi oldu. O zaman gerçek Aykut Hoca sazı eline aldı.

Tek bir olaydan eminim. Bu adam her şeyiyle Fener için yaşıyor. Gelelim ilk yarıdaki hocayla; ikinci yarıdaki hoca arasındaki farka.

1-) AKIL HOCALARI :

Hocanın sene başında bazı kararları alırken malum kişilere danıştığını ve onların fikirlerinden etkilendiğini biliyoruz. Alex olayı - sene başındaki takım tertipleri hep büyük takım acemiliğindendi. Akıl danıştığı kişilerde onu yanlış yönlendirince ortaya ilk yarıdaki hazin tablo çıktı.

2- ) TAKIM İÇİ İLETİŞİM :

Hoca ilk yarıda muhatap olarak genelde belli başlı oyuncuları görüyordu. Daha otoriter olmak adına çoğu zaman Emre-Volkan-Alex ve Lugano ile fikir alışverişinde bulunuyordu. Ne zaman devre arası tüm takım arkasında durdu, o milat oldu ve tüm takımla ilgilenip Berk'ten Hasan'a kadar en genç oyuncusuna bile güven aşılamaya başladı.

3- ) Alex De Souza :

Aslında en suçsuz olduğu konuydu bu. Çünkü kendisi Alex'i beğenen ancak etraftan gelen baskılar neticesinde bazı rahatsız olduğu olayların daha da üstüne giden roldeydi. Ne zaman kendi fikirlerini ön plana aldı, o zaman Alex'i kazandı. Ne zaman Alex'i kazandı, o zaman takımın havası değişti.

4-) Kondüsyon Çalışmaları :

Sene başı hazırlık kampında sene başında olası sakatlıklardan korktuğu için kondüsyon çalışmalarını çok yoğun yapmamıştı hoca. İlk senesinde ağır bir sakatlık sonucu gelecek kötü sonuçlardan korkuyordu. Ne zaman ya herru ya merru oldu o zaman hoca anladı ki yanlış yaptı. İkinci yarı hazırlık kampında kondüsyon çalışmaları inanılmazdı. Böylece ilk yarıda son 30 dk oyundan düşen takım bir anda dirildi.

5-) Taraftar :

Hoca ilk yarıda hareketleri ve açıklamaları ile taraftarla olan bağını koparmaya yakındı. Ne zaman şapkasını önüne koyup tekrar taraftarın taptığı Aykut Kocaman oldu o zaman tribünleride kazandı. Takımı sahiplenmeyen tribünler gidip, yerini takımı sonuna kadar destekleyen taraftarlar gelince bir anda kulübün tüm enerjisi değişti.


Özetlersek hata olarak değerlendireceğimiz tüm olayların sebebi aynı yere çıkıyor. Acemilik. Ya başarısız olup, tarihin tozlu sayfalarında yer alırsam baskısı. Ne zaman kendi oldu. O zaman " Nasıl koydu Aykut Kocaman" döndü.

Uzun zaman sonra merhaba,

Malum ailedeki sağlık sorunları, iş seyahatleri derken 2 aydır dokunmadık buraya. Gerçi yeni site yapılıyor ama burayı boşlamamaya karar verdim.

Tekrar birlikteyiz... :)