Uzun zaman sonra yazacağım yazının tek haklı sahibinin hoca olacağını düşünüyorum. Kısa bir analiz yapmaya çalışacağım.
Aykut Hoca'yı neredeyse çocukluğumdan beri iyi kötü tanırım. Futbolcuyken de aynı insandı, İstanbulspor'a gittiğinde de aynı, Ankara'da da aynı ve yuvasına döndüğünde gene aynı oldu. İnanılmaz düzgün, inanılmaz seviyeli, aklı başında, araştıran ve kendini geliştiren bir insandır hoca. Yeri geldi çok eleştirdim. Yeri geldi çok övdüm.
Şu ana kadar tek bir hata yaptı. O da Fenerbahçe'de başarısız olurum korkusuyla çok yanlış insanlara danıştı. fikir aldı. Hatta bazı cümleleri direk basın toplantısında medya ile paylaştı. Ne zaman korkunun ecele faydası olmadığını anlayıp kendi oldu. O zaman gerçek Aykut Hoca sazı eline aldı.
Tek bir olaydan eminim. Bu adam her şeyiyle Fener için yaşıyor. Gelelim ilk yarıdaki hocayla; ikinci yarıdaki hoca arasındaki farka.
1-) AKIL HOCALARI :
Hocanın sene başında bazı kararları alırken malum kişilere danıştığını ve onların fikirlerinden etkilendiğini biliyoruz. Alex olayı - sene başındaki takım tertipleri hep büyük takım acemiliğindendi. Akıl danıştığı kişilerde onu yanlış yönlendirince ortaya ilk yarıdaki hazin tablo çıktı.
2- ) TAKIM İÇİ İLETİŞİM :
Hoca ilk yarıda muhatap olarak genelde belli başlı oyuncuları görüyordu. Daha otoriter olmak adına çoğu zaman Emre-Volkan-Alex ve Lugano ile fikir alışverişinde bulunuyordu. Ne zaman devre arası tüm takım arkasında durdu, o milat oldu ve tüm takımla ilgilenip Berk'ten Hasan'a kadar en genç oyuncusuna bile güven aşılamaya başladı.
3- ) Alex De Souza :
Aslında en suçsuz olduğu konuydu bu. Çünkü kendisi Alex'i beğenen ancak etraftan gelen baskılar neticesinde bazı rahatsız olduğu olayların daha da üstüne giden roldeydi. Ne zaman kendi fikirlerini ön plana aldı, o zaman Alex'i kazandı. Ne zaman Alex'i kazandı, o zaman takımın havası değişti.
4-) Kondüsyon Çalışmaları :
Sene başı hazırlık kampında sene başında olası sakatlıklardan korktuğu için kondüsyon çalışmalarını çok yoğun yapmamıştı hoca. İlk senesinde ağır bir sakatlık sonucu gelecek kötü sonuçlardan korkuyordu. Ne zaman ya herru ya merru oldu o zaman hoca anladı ki yanlış yaptı. İkinci yarı hazırlık kampında kondüsyon çalışmaları inanılmazdı. Böylece ilk yarıda son 30 dk oyundan düşen takım bir anda dirildi.
5-) Taraftar :
Hoca ilk yarıda hareketleri ve açıklamaları ile taraftarla olan bağını koparmaya yakındı. Ne zaman şapkasını önüne koyup tekrar taraftarın taptığı Aykut Kocaman oldu o zaman tribünleride kazandı. Takımı sahiplenmeyen tribünler gidip, yerini takımı sonuna kadar destekleyen taraftarlar gelince bir anda kulübün tüm enerjisi değişti.
Özetlersek hata olarak değerlendireceğimiz tüm olayların sebebi aynı yere çıkıyor. Acemilik. Ya başarısız olup, tarihin tozlu sayfalarında yer alırsam baskısı. Ne zaman kendi oldu. O zaman " Nasıl koydu Aykut Kocaman" döndü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder