30 Kasım 2010 Salı

Santos'a teklif var.

Basın Barcelona ve Atletico Madrid yaza dursun; kulübe Santos ile ilgili ilk gelen faks Villareal'denmiş. Bu teklifte de herhangi bir tutar belirtilmemiş sadece oyuncunun transfer dönemi için teklif yapılabilir olup olmadığı sorulmuş. 

Cevap ne verildi bilmiyorum ama Villareal İspanya'da cimriliği ile meşhur bir takımdır. Fazla para kazanamayız. :)

Ön Libero Nasıl Oynar ?

Dün gerçekten son senelerin en dominant, en ezici futbollarından birini izledik. Size Belediye maçından sonraki yazımda Barcelona ön liberosu Busquets'in oyun içindeki pas trafiğine dikkat etmenizi ve kaç tane öne riskli pas attığını mümkün olduğunca sayacağımı belirtmiştim. Gözden kaçırmış olabilirim belki maksimum 2 tane ama Busquets dün sadece ve sadece 4 kez ileri doğru top kullandı. Geri kalan tüm pasları Puyol-Pique-Abidal-Alves-Xavi-Iniesta'ya verilen garantili yan paslardı. Düşünün Barcelona gibi akıcı pas trafiği olan devamlı boşa çıkan oyuncularla dolu bir takımda adam devamlı garanti yan pas oynadı.

Peki bunun nedeni ne ???

Daha evvelden de burada bu konuyu dile getirdim. Ön libero bir takımın en hassas noktasıdır. Ön liberonun topla çıkarken kaptırdığı bir top genelde 3'e 3 kontra atak beraberinde getirir. O yüzden mümkün olduğunca az pas hatası yapmalısınız. Bu yüzden de gerektiğinde risk almamak için geriye pas yapılır. Barcelona takımının ön liberosu bile risk almıyorsa ( Herkes boşa kaçıyor, pas vermek için birden çok opsiyon var ) Fenerbahçe takımının ön liberosundan biz risk almasını ne kadar bekleyebiliriz ? Şöyle düşünün maçı dikkatli izlediğinizde kaç kişinin boşa kaçtığını görüyorsunuz ? Herkes sırtında markajcısı ile bekliyor. Doğal olarakta pas verecek adam ya Emre oluyor ya da stoperler ile bekler. Bir ön liberonun risk almasını bekleyebilmeniz için önce takımın diğer oyuncularının boş alanlara deplase olmasını beklemelisiniz.

Belki de oyuncuları gereksiz hırpalıyoruz ne dersiniz ?

27 Kasım 2010 Cumartesi

İBB : 0 FENERBAHÇE : 1 (Şans bizimleydi)

Maça rüzgarın tersine başlayınca açıkça biraz korkmuştum. Malum Olimpiyat Köy Stadın da rüzgarı kim arkasına alırsa o avantaja sahip oluyor. Maça İBB hızlı başladı. İlk 10 dakikada  İbrahim Akın'ın üç tane şutu var kaleye. Tabii bu şutların çoğunda orta sahamızın hatası var. Neticede maç toplantısında kesin İBB'nin en önemli hucum silahının İbrahim'in uzaktan attığı şutlar ve yaptıkları verkaçlar olduğunu Aykut Hoca bahsetmiştir.. Takım aksadı şans yanımızdaydı Volkan 1 tane kritik topu çok iyi çıkardı. Diğer ikisi ise sıkıntı yaratmadı kalede. Tabii kornerden topun gelişine yaptığı vuruş kaleyi tutsa %90 tabelayı değiştirirdi. Umarım bu formunu devam ettirir zira sene sonunda büyük ihtimalle kadromuza katılacak kendisi. Çok yakından takip ediliyor.

15.dakikadan sonra oyun insiyatifini ele alan, ileride ciddi anlamda pres yapan, Saraçoğlu'nda oynuyor havasında bir Fenerbahçe vardı sahada. Her an rakibe basan, yerden başarılı paslarla hucuma çıkan, ne yaptığını bilen bir takım vardı sahada. Burada Gökhan - Mehmet ikilisinin inanılmaz başarısını göz ardı etmemek lazım. Gökay için hafta arası ayrı bir yazı yazıcam zira yıllar sonra Okan Alkan ve Gökay'ı takımda görmek beni inanılmaz mutlu ediyor. Gökay sanki senelerdir takımda forma giyiyor o özgüvenle varını yoğunu sahada veriyor. Emre'nin yokluğunda gerçekten takıma inanılmaz bir katkı verdi. Böylece hem bir oyuncu kazandık hem de alt yapımızın aslında o kadar boş olmadığını görmüş olduk. Her zaman söylerim yıllardır nice değerler böyle kayboldu, umarım bundan sonra aynı hataları yaparak genç değerlerimizi kaybetmeyiz ki bunun olacağını hiç sanmıyorum zira Aylut Hoca takım için varını yoğunu mesai olarak veriyor. Size şöyle bir bilgi vereyim. Alt yapıdaki tüm oyuncuların performans raporu her hafta hocanın önüne konuyor. Zira kendisi mümkün olduğunca tüm alt yapı maçlarını izliyor. O yüzden bir iki sene içerisinde Fenerbahçe ilk 11'i içide Okan - Gökay - Recep - Beykan - Berk gibi isimleri görürseniz hiç şaşırmayın derim.

Golümüz için yorum yapmıycam zira Cristian konusunda görüşümü herkes biliyor. Bence böyle moralinin yüksek olduğunda iyi oynayan bir futbolcunun bence çok üstüne gidiliyor. Tamam her maç iyi performans sergilemiyor ancak bence kendisinden istenen görevi iyisiyle kötüsüyle yapmak için mücadele ediyor. Dikkat ettiyseniz burada defalarca Cristian'ı savundum ancak hiç bir zaman Santos için kılımı kıpırdatmadım. Santos belki Cristian'dan 10 kat kaliteli futbolcu ancak hiç bir zaman takım için savaşmıyor. Ben de bu yüzden hiç bir zaman herhangi bir yazı yazmak gereği hissetmedim. Ama Cristian için hiç bir zaman böyle bir şey söyleyemezsiniz. ( Antep maçındaki o 10 saniye hariç ) Orada da kendi kendine dırdırlanıyordu zira hata yapmıştı. Anlık bir kopma vardı. Yoksa ben kesinlikle mücadele etmiyor diyen herkesle sabaha kadar oturur tartışırım. Adam top çalmada takım lideri. Şurada çoğu insan yanılıyor. Hep geriye oynuyor eleştirisi. Ön libero garanti oynamak zorundadır. O yüzden risk almaz. Bunu herkes anlasın lütfen. Futbolda atılan gollerin %20 si neredeyse hucuma çıkarken kaptırılan toplarla yenir. O yüzden Cristian'ın ya da hiç bir ön liberonun riskli pas atma lüksü yoktur. O yüzden Cristian garanti pas kullanıyor mümkün olduğunca. Pazartesi günü Barcelona - R.Madrid maçı var. Barcelona ön liberosu Sergio Busquets'in kaç kez iki stoper ya da beke pas attığını saat 23:45'te buraya yazacağım. Ondan sonra hep beraber oturup tartışırız.

Gole dönersek şok bir pres yaptı Cristian ve iki kez topu kaparak sonunda Topuz'un harika pasında ( orta demeye dilim varmıyor ) klasik bir Alex golüyle skor avantajı yakaladık. Devreye kadar mükemmel bir baskı kurduk ve neredeyse maçı garanti altına alıyorduk. Zaman yetmedi, Rıdvan Dimen'ın deyimiyle Gonk çaldı ve boksör nefes aldı. İkinci yarıda gene orta saha mücadelesinde başarılıydık. Ne zaman 70.dakika olup değişiklikler yapıldı orada bence gene aynı psikolojik motif öne çıktı. Ofansif oyuncu çıkarıp defansif adam almak takıma skoru koruyun mesajı vermektir. BJK maçından sonra gene aynı hatayı yaptı Aykut Hoca. Bence oyuna Selçuk değil Semih girmeliydi ki bu takıma oyununuza devam edin anlamına gelseydi. Maalesef gene mesaj alındı, defansa çekilindi. Dia'nın bireysel yarattığı penaltı, Niang'ın kötü vuruşu ve İbrahim Akın'ın çok net kaçırdığı gol sonrası ilk kez 1 farkla öne geçtiğimiz bir maçta şans bizimleydi. Top kaleye girmedi ve şansımızında yardımıyla iyi oynadığımız bir maçı aldık.

Abdullah Avcı'nın yaptığı değişiklikleri gerçekten çok beğendim. Aykut Hoca'nın ise bence mantalitesini değiştirmesi lazım. Fenerbahçe skoru korumaya oynamamalı. Real Madrid'le oynamıyoruz ki defansif oyuncu sokuyoruz oyuna. Bence artık şu hamle stilini değiştirmeli. En büyük eksiğimiz bu diye düşünüyorum. Ama pozitif bir olayıda söylemeden geçemeyeceğim. Oyuna kenardan bu kez çok iyi müdahele etti. Takımı kenardan yönetmesi çok başarılı idi. Bu konuda ilk kez bu kadar etkili ve müdaheleci gördüm. Bence çok olumlu.

Son cümlem Caner'e. Maçın kasedini bir daha izleyip kendi özeleştirisini yapsın zira Allah bugün onu çok sevdi yoksa şu dakikalarda herkes tarafından topa tutuluyordu.

Ziya Doğan ve beraberindekiler...

Sevgili Şansal Büyüka daha devam etsin ligimizin marka değeri, o bu yalanlarını halkın beynine empoze etmeye çalışmaya. Şu anda oynanan Konya - Kasımpaşa maçını izliyorum da olay o kadar açık ve net. Ziya Doğan gibi hayatı futbolu çirkinleştirmeye adamış teknik adamlar ile mi bu ligin marka değeri artıyor. Oynattığı takımlara en ufak bir futbol yaratıcılığı katmayan, katı defans yaptıran, büyüklerle yapılan maçlarda dull defans yapıp tekme tokat maç oynatmaya çalışan, oyuncularına rakibin teknik oyuncularına taban ile müdahele edin diyen teknik direktörlerle mi bu ülke futbolu kalkınacak, marka değeri artacak ?????

Siz Erman Toroğlu'nu filan yok etmeye çalışacağınıza önce Rıza Çalımbay'ları, Ziya Doğan'ları, Mesut Bakkal'ları, Hikmet Karaman'ları temizleyin ülke futbolundan. Anti futbolu, futbol oynatmak sanan, rakibe tekme atarak maç kazanabileceğini düşünen zihniyetler gidince bu ülke futbolu kalkınır. Niye Yılmaz Vural o kadar eleştirilmez bu ülkede ??? Adam en azından top oynatmaya çalışır. Görsel güzellik sunar. Niye Abdullah  Avcı parmakla gösterilen teknik direktördür ??? Adam modern futbol oynatmaya çalışır. Niye Yücel İldiz'den herkes saygıyla bahseder ??? Adamın kafasında defans yapmaktan ziyade top oynatmak vardır.

Ne zaman bu bir takımın teknik direktörlüğü boşalır boşalmaz kendilerini binbir aracı sokarak içeriye ittirmeye çalışan zihniyetteki anti futbolcu adamlar yeşil sahalardan temizlenir işte o zaman bu ligin marka değeri vardır Sevgili BÜYÜKA. Kimseyi kandırmayalım lütfen....

26 Kasım 2010 Cuma

İBB - FENERBAHÇE

Süper Lige çıktığından beri bize en çok sorun çıkaran takımların başında geliyor İBB. Akıcı oyunları, genelde yardımlaşarak oynamaları, genelde yapı itibari ile bizim oyun sistemimize ters geliyordu. Geliyordu diyorum çünkü eskiden takımımız ağır oynamayı seçiyordu. Genelde hucumlarımız hep set hucumu oluyordu. Hızlı hucumu pek denemiyorduk. Aykut hoca ile gelen en önemli değişiklik bu oldu herhalde. Orta sahada ani şok presle top kapmaya çalışıp direk hucuma yönlenmemiz.

Yarın ki maçta büyük ihtimalle Aykut Hoca en çok Stoch - Dia ikileminde kalacaktır. Bence doğrusu Dia'nın oynamasıdır zira Dia oynadığında Niang'ın oyuna etkisi %50 artıyor minimum. Bu tamamen alışkanlıkla ilgili bir olay. Yanında oynadığınız oyuncunun stilini biliyorsanız daha efektif olursunuz. Bence bu konuda Dia ve Niang ikilisi birbirlerini güzel tamamlıyorlar. Ek olarak Stoch'un ne olursa olsun ikinci yarıda girip daha etkili olacağını düşünüyorum ben. Çünkü Dia'nın oyun stili onun 60 dakika efektif olmasını sağlıyor. Çok etkin ve fuleli olduğundan enerji ayarlamasını tam düzgün yapmadığını düşünüyorum ben.O yüzden 60-65 dakika Dia'yı efektif kullanıp yorulduğunda da oyuna Stoch ile müdahele etmek en doğrusu gibi geliyor bana.

Maçın bayağı gollü geçmesini bekliyorum. Sabah Lugano kendini bir deneyecek ama en ufak risk görülmesi halinde oynatılmayacak. Bu durumda hele bahis oynayanlar direk 3,5 üstü oynasın çünkü kesin mide krampları yaşayacağız demektir.

Çok önemli bir maç bizim için. Umarım her şey düzgün gider. Önümüzdeki 5 maç gerçekten ligin dizginlerini ele geçirebileceğimiz kıvamda. Ben takıma fazlasıyla güveniyorum. Umarım sonuca gidip artık hepimizin beklediği o ligin tepesini domine eden takım kıvamına geliriz.

Son olarak dua edelimde gene fırtına kıyamet olmasın yarın İstanbul'da. Malum İstanbul 10 derece ise oralar 0 oluyor.

25 Kasım 2010 Perşembe

Sean May transferi hakkında...

Sean May'in denenme idmanları devam ediyor. İsmini öğrenemediğim bir Hırvat uzun ile görüşme halindeymişiz. May'in dizindeki problemin ileride bizi yarı yolda bırakıp bırakmayacağını görmek için yükleme idmanları yapılıyormuş şu anda. Çok yakın bir zamanda iki isimden biriyle anlaşma imzalanacakmış zaten.

Bilginize...

Alex Sözlesme Konusu

Birazdan Feridun Niğdelioğlu'nun haberine yalanlama yapılır büyük ihtimalle hepiniz okumuşsunuzdur sabah haberi. Dünkü törenden sonra Alex ile sözleşme uzatılmasının konuşulduğu yazılmıştı haberde.

İşin aslını öğrenebilmek için bir kaç muhabir arkadaşla konuştum. Söyledikleri ortak noktaları yazıyorum. Alex'in 2012 'ye kadar Aykut Hoca istesede istemesede gitmesi neredeyse imkansız bir olay. Mayıs 2012'deki kongreye kadar kesin olarak kalır diyorlar zira Aziz Başkan için Alex'in yerinin neresi olduğunu pek tartışmaya gerek yok. Aykut Hoca'nın da son zamanlarda sezon başındaki Alex'i yedek bırakıp maça başlama fantezisinin bitmesinin temel sebebi bu sanırım. Kulağına bir şeyler çıtlatılmıştır büyük ihtimalle.

O yüzden şu anda görünen köy, sene sonunda Alex'in sözleşmesinin 1 sene daha uzatılacağıdır.

Büyük ihtimalle 1+1 yapılır sonraki bir senelik opsiyonda yeni gelecek yönetime bırakılır.

İşin özü budur.

24 Kasım 2010 Çarşamba

İ.B.B maçı öncesi...

Önce Bucaspor maçında çıkan ilk 11'i yazarak yazımıza başlayalım.

Volkan - Gökhan - Bekir - Yobo - Santos - Cristian - Gökay - Topuz - Stoch - Alex -Niang.

Başarılı olan takımda sadece iki değişiklik bekleniyor. Doğal olarak Lugano - Bekir değişikliği. Bunun neticesinde de Santos - Caner rotasyonu.

Baktığımızda senelerdir bize deplasmanda ters gelen bir rakiple karşı karşıyayız. Koşan, pres yapan bir takım. Ancak neticede artık bizim Antep maçıyla beraber puan kaybetme gibi bir lüksümüz kalmadı. Zira bu hafta ve ondan sonraki hafta hep rakiplerimiz birbirleri ile oynuyorlar. Bir anda kendimizi ligin zirvesine 2-3 puan kalmış bulabiliriz.

Takımın temel sıkıntısı bana kalırsa sol kanatta yaşanıyor. Bunun temel nedeni ise oraya dünyanın en iyi savunmacısı da olsa verimli olamayacağıdır zira sol kanadın önünde oynayan ne Stoch ne Dia savunma özelliklerini barındırmıyorlar üzerlerinde. Santos Buca maçında kötüydü. Ama kötü olmasının nedeni sırf kendi değildi. Statta olanlar farketmiştir %90 ilk yarıda en az 5 - 6 tane bindirme yaptı ancak bir tanesinde bile önüne top atılmadı Stoch tarafından, o da kademe kademe oyundan düştü. Böyle olaylar Santos gibi futbolcuları etkiler. Çünkü adamın en büyük özelliği topla yaptığı bindirmeler. Belki de jenerasyonunun en efektif sol kanat hucumcu beki. Ama top olamayınca git gide oyun ile alakasızlaşıyor. Bunun temel sebebi de adamın önceliği hiç bir zaman defans yapmak değil. Biz ondan bunu bekliyoruz. O yüzden başından beri savunuyorum Santos sol önde oynadığında çok daha başarılı bence. Gökhan'ın başarısında Topuz'un ne kadar etkili olduğunu unutmayın. Aynı şekilde formda zamanındaki Deivid'in. Deivid, Zico döneminde deli gibi mücadele eder ve koşar olmuştu. Gökhan bu sayede bu kadar rahat geriyi bırakıp ofansa katılabiliyordu çünkü biliyorduki arkadaki açığı ya Deivid ya da ön liberolardan biri kapayacak. Oyun sistemi içindeki kaymayı doğru yaparsanız böyle ofansif beklerin performansı artar.

Maça gelince. Ben açıkçası gene rüzgarlar fırtınalar kopmaz ise statta bu kez şeytanın bacağını kıracağımıza inanıyorum Belediye karşısında. Zira artık son şanslarımız. Karşımıza kim çıkarsa çıksın farketmemesi lazım. Bir de takımın artık güzel bir özelliği var. niang2ın oynadığı tüm maçlarda ofansif olarak çok zenginiz. Büyükşehir'in ne yaparsa yapsın buna çözüm üretebileceğini sanmıyorum. Ben olsam ufak bir değişiklik daha yapıp Dia ile başlardım maça Stoch'u yedek bırakırdım. Çünkü Dia ile oynarken Niang'ın performansı belirgin bir şekilde artıyor.

23 Kasım 2010 Salı

KrAlex

Bir oyuncu düşünün kilometrelerce uzaktan gelsin, koskoca bir camianın taptığı insan olsun. Alex De Souza hayatımıza gireli tam 7 sene oldu. Fabio Luciano'ya yaptığı asistle başlayan serüven geçen Pazartesi 3.000 - 3.001 - 3.002. golleri atarak devam etti. Keşke fırsat olsa daha nicelerini atsa. Sene başında gitsin diyenlerin eminim %80'i kararlarını değiştirmiştir.

Sizce Fenerbahçe'de senelerdir sorun Alex miydi ? Yoksa yanlış transfer politikası mıydı ? Alex gerçekten koşmuyor muydu ?? Ya da bunlar gerçekten sorun muydu ?? Aslında hepsinin cevabı çok basit. Eğer takımınızda Alex gibi bir oyuncu varsa, takımı Alex'e göre kurarsınız. İşte biz burada yanlış yaptık yıllardır. Denizli maçında kaçan şampiyonluk bu camiayı en az 10 sene geriye götürdü. Kimse bunu kabullenmek istemedi. ama gerçek çok açıktı. Bizi o maç mahvetti. O zamana kadar hep Alex'e göre takım kuruluyordu. O zamanda sonra ise sırf adam almak için adam alındı. Deivid, Kezman, Guiza vs. Eskiden arkasında ve önünde kimler oynuyordu ona bakmak lazım. Appiah - Aurelio - Tuncay - Nobre - Anelka. Siz Alex'in etrafına bu tip adamlar koyarsanız Alex hem atar hem attırır. Bu sene bu kadar gol atmasının sebebi sizce ne ?? Tek kelime ile özetleyeyim. NIANG. Adam tüm defansı o kadar uğraştırıyor ki sonunda Alex istediği alanı alıyor. Niang'a dikkat edin çoğu kanat akınında Niang ceza sahası dışında durur. Bunun nedeni tembellikten koşmaması değil diğer oyunculara stoperi dışarı çekerek yer açmasıdır.

İlk taşı doğru koyduk bu sene. Topuz ve Emre zaten sonuna kadar hak ediyor Alex'in arkasında olmayı. Stoch ve Dia'dan biri illaki her maç eşlik edecektir Alex'e. Tek sorun son isimde. Artık yeni Appiah'ı bulma zamanı geldi diye düşünüyorum. Son parçayı da monte ettiğimiz de inanın bu takım ligin ikinci yarısının tozunu atar. Bakmayın siz 6 puan geride olup sürülerce gol yediğimize. Şu anda ligin başındayız. Daha tam dişliler oturmadı. Üstüne üstlük daha takım içi sorunlu olan isimler var. Nokta transferlerle bu takım uzak ara yapar. Çünkü ligin en iyi ofansif kadrosu elde. Sadece iki nokta transferle iddia ediyorum ikinci yarı namağlup kaparız ligi.

Çünkü Kral dümeni ele aldı.

Hep bizimle kal ALEX.

10 Kasım 2010 Çarşamba

Transfer Gelişmeleri... + Guiza

Gün geçmiyor ki basında yeni yeni isimler çıksın transfer dönemi ile ilgili. Durumu kısaca izah edeyim zira bu ara yazmaya pek vakit bulamıyorum.

Aykut Hoca Alex harici tüm Brezilyalıları yollamak düşüncesini kafasına koydu zira bundan sonra özellikle Cristian konusunda çok hassas görebilirsiniz kendisini. Ankaragücü maçından sonra soyunma odasında gene bir gerginlik olduğu hakkında dedikodu duydum. Sakatlıklar yüzünden mecbur kaldığından oynatıyordu. Gaziantep maçında sahada olmazsa hiç şaşırmayın bence. Aslında tüm sorun Lugano'nun kartından çıkıyor. Çok net biliyorum ki Yobo'yu Aykut Hoca ön liberoda denemek istiyordu skorun rahat olduğu bir maçta ve %90 Eskişehir maçında bunu uygulayacaktı o kırmızı gelmese.

Transfer konusuna gelince. Artık sağır sultan duymuştur 2 yabancı alınmasını düşünüldüğünü. İsim konusuna gelince basında çıkanlara pek itibar etmeyin derim. Zira bu sene hep imzadan bir gün önce basın öğrenebildi isimleri.

Ama çok açık ve net bir ön libero direk ilk 11 oyuncusu olacak adam, bir de orta saha için her zaman hazır Emre'ye alternatif olacak isim alınacak.

Son olarak Guiza'dan bahsedeyim. Senenin yıldızı olursa kimse şaşırmasın. Kimle konuşsam son iki seneden farklı bir adam var takımda diyorlar. İdmanların neşe kaynağı artı aşırı sosyalmiş. Özellikle Dia ve Niang'la arası çok iyiymiş. Aykut hoca bile bu adama ne oldu kıvamındaymış. 1 ay içinde Guiza Niang çift santrafor bir maçta göreceksiniz haberiniz olsun söylemedi demeyin :)

5 Kasım 2010 Cuma

Eskişehir maçı öncesi...

Önemli viraja giriyoruz. Artık puan kaybına tahammülümüz yok ve sırada nispeten kolay maçlar bizi bekliyor. Maç öncesi sıkıntımız var. Dia, Niang, Gökhan Gönül, Özer, Selçuk, Guiza'nın sakatlıkları sürüyor.  Eskişehir karşısında genç Okan ilk 11'de yer alır %99.

Takımın Volkan - Okan - Lugano - Yobo - Caner - Emre - Mehmet - Santos - Stoch - Alex - Semih 11'i ile maça başlamasını bekliyorum. Kadro olarak ne kadar zengin olduğumuz yukarıda ki paragraf ile 11'imizi birleştirdiğimizde ortaya çıkıyor aslında. Bu kadar iyi bir kadronun ligde bu konumda olması gerçekten çok acı.

Yarınki maça gelince... Çok zor bir maç beklemiyorum. Tipik bir Bülent Uygun takımı taktiği ile orta sahada sık sık taktik faullerle oyun kesilecektir. Ama Bünyamin Gezer buna ne kadar tölerans gösterir bunu bilemeyiz. Normalde kartını kolay çıkarır Bünyamin Hoca am biliyorsunuz MHK Fifa talimatlarını bu sene pek takmıyor. Fifa top oynamaya çalışan takımı koru derken bizim MHK oynatmamaya çalışana prim veriyor. Umarım güzel bir maç olur. Kadro olarak karşılaştırma yapmaya bile gerek duymuyorum açık söylemek gerekirse. Uzak ara maçı almamız lazım.

Son paragrafı da taraftara ayırıyorum. Üzerimizdeki ölü toprağını nasıl atıcaz bilmiyorum gerçekten. Ben maraton üst H bloktayım. Tüm maç çökk çökkkk sesleri duymaktan gerçekten maçlara gitmekten soğudum. Nerede eski maraton ruhu. Nerede eski numaralı agresifliği. 2000'li yılların başında insanların korkudan tribünden kafayı çıkarmadığı günleri özledim.

4 Kasım 2010 Perşembe

Mohamed Sissoko transfer haberleri hakkında...

Basında bir furyadır başladı. Mohamed Sissoko için Fenerbahçe ciddi girişimde vs. şeklinde. Klasik QTM haberleri, transfer dönemi yakınlaştıkça sıklıkla hepimiz tarafından okunacaktır.

Sissoko haberleri de bunlardan biriymiş. Daha doğrusu işin aslı şöyle. Sissoko Juventus'ta şu anda ikinci alternatif olarak kaldı. Sık forma şansı bulamıyor özellikle ligde. Bunu fırsat bilen bir kaç uyanık menejer 4-5 futbolcunun ismini kulübe bildiriyorlar, devre arası uygun fiyata size bu adamları getirebiliriz diye. Kulüp kendi izlediği oyuncular olduğu için bu önerilere pek sıcak bakmıyor. Kulüpten bekledikleri tepkileri alamayan menejerlerde klasik olarak haberi basına yazdırarak kamuoyu baskısı oluşturmaya çalışıyorlar kulüp üzerinde. 

Ama pek olası bir transfer gibi gözükmüyor bu. Zira Sissoko Juventus'a gelirken bonservisi için 9,5 mio€ ödendi Liverpool'a. O yüzden yok pahasına verilecek bir konumda bulunmuyor. O yüzden ara transfer için pek Sissoko ismi gündeme gelmeyecektir. Menejer gazlamalarına gelmeyelim lütfen.

3 Kasım 2010 Çarşamba

Omer Toprak'ın Bonservisi

Ömer Toprak ile ilgilendiğimizi dün yazmıştım. Bu adam kaza geçirmeseydi zaten şu an %99 kulübümüzün oyuncusu olacaktı. İstenilen ve takip edilen bir oyuncuydu. Kaza sonrası kendini bayağı toparladı. Tekrar takibimiz altında. Kulübe cevaben gelen yazıda bonservis için 3,75 mio€ istendiği yazılıymış. Eğer Bilica'yı 1mio€'ya filan satabilirsek bir takıma sanırım devre arası bu transfer gerçekleşir.

2 Kasım 2010 Salı

Mamadou Niang'ın sakatlığı

Son dakika gelişmesi olarak vereyim.

Sakatlığı iyiye gidiyormuş ancak Eskişehir maçında oynama ihtimali %5'miş. Dia'nın da Eskişehir maçında oynaması çok zormuş. Sağ bekte Okan oynayacakmış. Ayrıca Santos ilk 11'de olacakmış %99

Kalecilik nankör meslek...

Hep derim... Özellikle Volkan konusunda çok ciddi tartışmalara girmişimdir gerek Antu platformunda gerekse arkadaş çevresinde. Kalecilik nankör meslektir. Düşenin dostu olmayan şu dünyada bir kalecinin tabir-i caiz ise hiç dostu yoktur.

Hikayemizin kahramanı Michael Rensing  isimli genç bir Alman. Kulak aşinalığınız olabilir zira kendisi Şampiyonlar Ligi dahil bir çok mücadele de kalede bulundu. Arkadaşımız 2000 yılında TUS Lingen adlı amatör takımdan Bayern Münih genç takımına çıkan bu arkadaş hayatını Oliver Kahn'ın emekli olmasını bekleyerek geçiriyordu. Beklediği fırsat eline geçtiğinde ise 2007 - 2008 sezonuydu. Toplam 17 maç oynadı. Kimisinde iyi kimisinde ise kötüydü. Bir sonraki sene Bayern ona güvenme yolunu seçti ve takımın birinci kalecisi yaptı. Toplam 37 maçta forma giydi. Ancak yaptığı hatalar cidden tüm kulübü endişeye düşürmüştü. 2009 - 2010 senesinde ihtiyar Butt, Rensing kardeşimizin yerine 1.kaleci oldu. Rensing unutulmaya yüz tuttu. Sadece sakatlıklar dolayısıyla 7 maçta forma giyebildi. Ve sonunda beklenen gerçekleşti, Bayern yeni bir kontrat önermeyeceğini açıkladı.

Herkesin beklediği Almanya'nın orta sıra takımlarından birinde kariyerini tekrar canlandıracağı idi. Ancak beklenen olmadı. Her kulüp yediği hatalı golleri hatırladı. 1 Kasım tarihine kadar kulüpsüzdü. Şu an ne mi yapıyor ??? Leicester City tarafından denenmeye alındı. Talepte kendi menejerinden geldi.

Şampiyonlar liginden - kulüpsüzlüğe.

Kalecilik böyle nankör meslek.

İnsan düşmeye görsün...

İdeal Kadro - En son transfer dedikoduları

Sene başından beri sahaya çıktığımız kadrolarda bir türlü istikrarı yakalayamadık. Kimisinde sakatlık bahaneydi kimisinde hoca tercihleri. Öncelikle şunu belirteyim ben kesinlikle sakatlıklarda teknik ekibi suçlu buluyorum ve acilen bir kondüsyoner alınmasını gerekli görüyorum zira bir futbol takımında bir dönemde 7 farklı oyuncunun adalesinde yırtık olmaz. Eğer olursa bilin ki yanlış çalışıyorlar demektir.

Takıma gelince. İki maç üst üste aynı takımla maça az çıkabildik. Genelde 1 ya da 2 sakatımız oluyor. Özellikle kış aylarının geldiği bu aylarda muhakkak sakatlıklar daha da artacaktır bozulmaya yüz tutan zeminlerle birlikte.

Devre arasına kadar iyi kötü liderle arada pek puan farkı olmadan gireriz diye düşünüyorum. Öncelikle şunu belirteyim devre arası transfer olacak. Bunlar hem genç hem de direk 11'de oynayabilecek kapasitede olacak. Orta sahaya bir ve sol kanada bir oyuncu için çalışmalar var. Ayrıca Freiburg'lu Ömer Toprak için de kulübünden satmayı düşünüp düşünmediklerine dair bilgi istendi. Sanırım çıkan Bilica haberleri doğru. Takımda devre arasından sonra tek Brezilyalı Alex kalırsa şaşırmayın derim. Santos konusunda kulübe gelen teklifler var. Özellikle İspanya'dan. Maliyetinin üzerine bir fiyata satılabilir. cristian büyük ihtimalle sene sonuna kadar kiralık gidebilir. Bilica ise ülke içinden bir takıma yollanabilir. Ancak şunu da açık belirteyim 10 yabancı kullanmayacağız. Üç oyuncu da yollansa bile 2 yabancı alınacak. Bir kişi tribünde oturacak. Ayrıca Guiza'nın dönmesi ile Gökhan'ında rus kulüplerine satılmasına çalışılıyor.

Bunları neden yazdım ? Geçen sene başkan maalesef devre arası takviyesi sağlıklı değil diyordu. Tabii ki sözünü yememek için bazı şeyleri görmezden gelebilir ancak o zaman şampiyonluk gider. Öyle bir lüksümüz yok o yüzden ciddi bir revizyon olacak takımda. Mutsuz tüm oyuncular ile yollar ayrılacak. Yerlerine genç ve dinamik isimler gelecek.

Bir de dip not vereyim. Guiza'nın yüzü gülüyor bu ara. Bunun sebebi ise İspanya'dan döndüğünden beri gördüğü yakın ilgi. Hatta başkana iki senedir burada aldığım para altında ezildim. Eğer sizde isterseniz mukavelemi 2014 yazına kadar uzatalım ve son üç yıl 1,75 mio€ alayım demiş. Aykut Hoca'ya konu iletilmiş sezon içindeki performansına göre böyle bir ihtimal var. Çünkü hoca ve başkan Niang'ın yanında Guiza'nın çok başarılı olacağını düşünüyormuş. Adam şu anda tek başına çalışıyormuş ancak tesislere ilk giren ve son çıkan oluyormuş. Enteresan gelişmeler görebiliriz bu konuda. Ameliyat bayağı rahat ettirmiş adamı anlaşılan.

1 Kasım 2010 Pazartesi

Kornerden gol yemek... Bursa maçı

Bursa maçı gene umduğumuz gibi bitmedi. Gene yenemedik. Kimine göre iki puan kaybettik, kimine göre 1 puan kazandık. Ben 2 puan kaybettiğimize inananlardanım. Neticede Semih boş kaleye yarım metreden topu yuvarlayabilse yani 67.dkda maç 2-1 olsa Sercan o pozisyonları biraz zor bulurdu. Nitekim kaçırdığımız onca gol, direği yalayarak çıkan şutlar, skorun 1-1'de kalmasının ana sebebiydi.

Aslına bakarsanız Fenerbahçe'nin 6s maçına çıkması gereken kadro sahadaydı Cuma akşamı. Rakibe basıp sindiren daha önemlisi orta sahada pas yapan bir takım vardı sahada. Ancak gene bir olayı beğenmedim açık söyleyeyim. Takım 1-0 öne geçti. Aykut Hoca Cristian'ı yanına çağırdı. O ana kadar ofansif olarak bir şeyler yapmaya çalışan Cristian o dakikadan sonra iki stoperin arasına gömülmeye ve bazı pozisyonlarda da Bursalı Batalla'yı kovalamaya başladı. Bu olmaz. Bu gerçekten olmaz. Çok büyük hata yapıyor Aykut Hoca. Takım kenara baktığında ben inanıyorum ki Aykut Hoca'dan ışık almıyor. Bu çok büyük bir sıkıntı. Ben bu kadar duygusuzca kenarda durmasını yakıştıramıyorum kendisine. Tabii ki bazıları gibi şaklabanlık yapmasın ama orada olduğunu hissettirsin artık.

Maç öncesi yazımda duran toplardan tehlikeli olacaklarını ancak Ali Tandoğan'ın büyük ihtimalle oynamayacağından bu tehlikenin önemli ölçüde azalacağını yazmıştım. Adam iğneyle sahadaydı ve gene ortaları ile bize yoğun tehlike oluşturdu. Nitekim golü de yanlış eşleşmeden yedik. Tamam kabul ediyorum alan savunması yapıyoruz ama Bursa'ya karşı bunu yapamazsın. Ömer ve Turgay gibi Türkiye liginin en iyi kafaya çıkan adamlarından ikisinin oynadığı bir takıma kornerde adam adama savunma yapılır. alan savunması yaparsan adamların geriden gelip sıçrama avantajı ile birlikte senden en az 30 cm yükseğe zıplar ve her gelen geçen topa kafayı vurur. Nitekim maç boyu öyle oldu ancak Aykut Hoca bu olaya maalesef müdahele edemedi.

Diyorum ya zannedersem Aykut Hoca'da bizim gibi yaşayarak öğrenecek bazı şeyleri. Umarım öğreniyordur daha doğrusu. Çünkü bu hataları inanın çoğu teknik direktör yapsa çoktan arkasına teneke bağlanıp kışkışlanırdı. Camianın insanı olmasından dolayı kimse ses etmiyor şu anda. Çünkü şu anda bence en fazla Trabzon maçında puan kaybedilebilirdi. Diğer tüm maçlarda Fenerbahçe'nin rahatlıkla galip gelmesi gerekirdi ve ben bu maçların çoğunda maalesef Aykut Hoca'nın hatası olduğunu düşünüyorum.

Ha bu arada son bir cümle ile bitirişi yapayım.

Sevgili Bülent Yıldırım, taç verdiğin pozisyondan sonra Niang'ın sahalara 15 gün sonra dönebilecek olmasına ne diyeceksin ? Kasap Neill'in adamın dizini hedefleyerek direk tekmeyi sallayıp sonra  da operasyonu kaburga da bitirmesini izledin ya onu diyorum. Çok başarılıydın 8,4 aldın ya ondan herhalde Akhisar - Giresun maçındaydın bu hafta. Ahh yönetim ah... Bir gıkın çıksın. Sokacam kulüpler birliğine adamlar doğruyorlar bizi be başkan...

UYAN ARTIK .... !!!!!!!