29 Ağustos 2010 Pazar

Okan Alkan

Aykut Hoca'nın en çok desteklediğim yanı bugün ortaya çıkacak. Okan ilk 11 de diye haber aldım çok mutlu oldum. İkinci Gökhan'ımız yolda.

26 Ağustos 2010 Perşembe

www.macyazilari.com

Çok keyifli bir site olmuş. Bence bir bakmanızda fayda var.

Emeği geçen arkadaşlara tebrikler...

24 Ağustos 2010 Salı

PAOK MAÇI ÖNCESİ

Pazartesi günkü mağlubiyetten sonra belki de sezonun kader maçına çıkıyoruz Perşembe akşamı. Sakatlıklar çok can sıkıyor. Aksilikler ardı ardına geldi bu sezon bu da Aykut Hoca'nın ciddi şanssızlığı oldu. Görünüşe göre Semih dışında bir eksiğimiz olmayacak. Dia'nın ise sakatlığının geçtiği ancak oynamaya hazır olmadığı belirtiliyor. Bilica bence kolu kopsa oynayacaktır. Kendisini sevmem etmem ama neticede iş fedakarlığa gelince hiç düşünmeden yapacak bir oyuncu bilica.

Maçın bence taktiği vs. konuşmaya bile gerek yok. Aykut Hoca'nın tek söyleyeceği çıkın ve kazanın olacaktır. Bu takım, fazlası ile bunu yapabilecek kapasitede. O yüzden x oynamalı y oynamalı diye hiç olaya girmeyeceğim.



Sonunda gülen tarafın biz olmamız dileği ile...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Trabzonspor : 3 Fenerbahçe : 2 ( Gene olmadı )

Dün akşam gene şanssız bir 90 dakika geçirdik. Temel olarak baktığımız da takım olarak çok ciddi bir sorun gözükmüyor ancak gene de yapılması gereken bir kaç radikal değişiklik var bence.

1 -) Andre Santos fazla kilolarını vermeden oynatılmamalı bence. Bunu golü kaçırdığı için yazmıyorum. Adamın hareket edecek dermanı yok. Baktığınızda hep arkaya adam kaçıran Santos oluyor; artı ofsayt taktiğinde inanılmaz derecede ağır kalıp, devamlı yok yere ofsaytı bozuyor.

2-) Duran topta oyuncu paylaşımı çalışılmalı. Dün akşam 55 metreden gelen şandel topta böyle bir kademe hatası yapmak Fenerbahçe takımına hiç yakışmadı. İlk olarak suçlu Lugano gibi gözüküyor ancak Lugano'nun da tekrarlarda Bilica'nın markajdan kaçırdığı adamı karşılamak için giderken kendi adamını demarke bıraktığı gözüküyor. Duran top organizasyonlarında ciddi bir konsantrasyon eksikliği var bu sene takımda. Rakipler her topa vururken, biz maalesef hepsini seyrediyoruz.

3-) Korner organizasyonlarımız felaket. Daum zamanında etkili olduğumuz kornerler bu sene şu ana kadar tam fiyasko. Acilen ofansif olarakta duran top çalışmamız lazım.

4-) Kimse boşa kaçmıyor. Takımdaki oyuncular maalesef senelerdir ağır tempoda oynadıkları için hareketli top almıyorlar tam tersine sırtlarına rakip defans oyuncusu alarak top istiyorlar. Bu da bize ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Aykut hoca'nın yaratmaya çalıştığı sistemde hep hareket var ancak maalesef şimdiye kadar takım bunu tam olarak ayak uyduramadı.

5-) Niang'ı kullanamamak. Dün gene bir çok boş koşu yaptı ancak önüne top atılamadı. Bu tür adamlardan verim almak istiyorsak, adamları beslemek lazım. Biraz daha bu konuda çalışmamız lazım keza adamın çok faydalı olacağı apaçık ortada.

6-) Aykut Hoca'nın kararsızlığı. Aykut hoca artık karar vermeli ve belli bir iskelet oturtmalı. Her oyuncu değişikliğinde takımdan 2-3 kişinin yeri değişiyor Takım bir anda çorba oluyor. Bence oyuncu değişikliklerinde daha net davranılmalı. X'i çıkardım Y sağ kanada Z ön liberoya, A forvet arkasına olmamalı.

7-) Cristian bu oyun düzeninde her daim oynamalı. Zira takımda en çok top kapan ve devamlı oyunu dikine açmayan adam o insanlar beğenmese de. Dün oyundan çıktıktan sonra takımın performansının nasıl düştüğünü gördük hep beraber.

Son olarak takımla ilgili belirtmek istediğim şey yedek kaleci olarak Mert'in kesin kalması gerektiği. Serkan Kırıntılı ancak üçüncü kaleci olur bu takıma.

Taktik analiz olarak bakarsak Aykut Hoca'nın uzun dönemde bu işi başaracağına yürekten inanıyorum. Ancak kenarda bence biraz daha kendine güvenli durmalı. Hep düşünceli tavrı ben oyuncu olsam beni rahatsız eder. Ama ne olursa olsun Aykut Hoca yıllar sonra bu taraftarın istediği ve özlediği takımı kuracaktır. Destek olmamız yeter.

En son transfer gelişmeleri...

Malum 1 yabancı kontenjanımız boş. İkincisinin de eli kulağında. Guiza tez zamanda elden çıkarılacak. Peki nerelere takviye yapılacak. Spektaküler, taraftarı bir anda heyecanlandıracak bir isimle sözleşme imzalanacak mı ??? Sağdan soldan duyduklarımı size aktarayım.

Öncelikle geçen hafta Mauricio Isla için Udinese kulübü ile temaslarımız oldu ancak kulübü Isla'yı bırakmak istemedi. Eğer alabilseydik çok yararlı bir transfer olacaktı bizim için zira adam jokerin tam karşılığı ve genç. Sağ bek, sol bek, stoper ve ön libero oynayabiliyor. Ancak şu an için hayır cevabı aldık ve beklemeye geçtik bu oyuncu için.

Çok açık ve net bir bilgiyi paylaşayım sizinle. Alacağımız yabancı ya da yabancılar Afrikalı olmayacak. Zira Aykut Hoca mecbur kalınmadıkça Avrupalı oyuncular yönelinmesini istemiş zira Afrika kupası her zaman Avrupa kulüpleri için sıkıntı yaratıyor. zira hem Niang hem Dia Senegal forması ile bu kupada oynamaya aday. Gelecek yeni bir yabancının da kupaya gitmesi halinde Şubat ayında takımın iskeletinin çökme ihtimali beliriyor.

Yedek kaleci olarak Serkan Kırıntılı ile büyük ihtimalle hafta sonuna kadar sözleşme imzalanacak. Federasyon ile görüşmeler yapılıyor. Sorun olmadığına dair %100 bilgi alındığı anda sözleşme imzalanacak.

Volkan Babacan Kayseri'ye 1 yıllığına 200k€'ya kiralandı.

Önder için 650k€ bonservis alındı 2 taksit olarak.

Deivid 1,5 mio$ bonservis ile satıldı.

Son olarak en önemli konuya gelince. Yıldız oyuncu transferi olacak mı ?? Duyduğumuz kadarı ile düşünülüyor. Ancak sıkıntı Aykut Hoca'nın kaprisli oyuncu istememesi. Yanlız PAOK maçı geçilirse bence herkes yıldız oyunun kaderine direk olarak etki edecek bir oyuncu transferine hazır olsun. Zira hedefler arasında daha açıklanmasa da EL'de var. Eğer gruplara kalırsak 1.torbadan katılacağız ve büyük ihtimalle çeyrek finale kadar da zor bir ekip karşımıza çıkmayacak. Başkan durumun farkından o yüzden kısa bir süre daha beklemenizi tavsiye ederim. Cuma'dan sonra Aykut hoca'nında oluru alınarak önemli bir isim transfer edilebilir.

22 Ağustos 2010 Pazar

Anketin kazananı ... Alou Diarra

Anketimizin kazananı Alou Diarra. Benim için pek şaşırtıcı bir sonuç değil aslına bakarsanız bu. Ancak bir yönden çok hoşuma gitti, 40 oy üzerinden de olsa anket ankettir ve yüzdesel bazda bakıldığında artık FB taraftarının profilinin iyice değiştiğinin resmidir bu çıkan sonuç.

Muhtemelen bundan 1-2 sene öncesi bu şekil bir anket düzenlesek Robinho %98'lik bir pay alırdı. Ben de katılıyorum görüşlerinize orta sahamız zayıf kalıyor bazı maçlarda. En azından Emre olmadığında sıkıntı yaşadığımız çok net belli. Bence de bir oyuncu takviyesi lazım yanlız bilin ki bu Cristian kötü futbolcu olduğundan değil, tam tersine takımın oyun tarzından dolayı.

Futbolda önemli bir kavramdır boşa kaçmak. Maalesef şimdiye kadar gelen teknik direktörler içinde Osieck ve Löw haricinde bize bunu uygulatabilen teknik direktör çıkmadı. Ben aykut hoca'dan ümitliyim. Emin olun PAOK maçında eğer Caner - Özer- Topuz üçlüsü biraz topsuz oyunda faal olabilselerdi, rakip on kişi kaldıktan sonra çok rahat ihtiyacımız olan golü bulurduk. Eksik kalan rakibe karşı hareketli oyun yerine sırtını rakibe dayayıp top almaya çalışırsan adam eksiltemezsin iki kere iki dört. O yüzden benim nacizane yorumum Cristian yerine Diarra'da gelse, sonuç bundan farklı olmaz. Çünkü maalesef topsuz oyunu hala bilmiyoruz. Zamanla kesin oturacaktır çünkü Aykut Hoca'nın en başarılı yaptığı şey kısa paslarla rakip alana geçmektir.

Ankete geri dönersek ben Fernando ismine oy çıkmamasına şaşırmış durumdayım. Şu anda maliyeti en uygun ve üstüne bizim stilimize en uygun oyuncu kendisi. Sanırım zenci olmaması ve milliyeti biraz antipatik bakmanızı sağladı bu isme.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Trabzon maçı analizi

Pazartesi akşamı belki de ligin psikolojik olarak en zor maçına çıkacağız. Malum geçen sene son hafta yaşanan olaylar ve sonunda tüm camianın yaşadığı hayal kırıklığı hala maalesef giderilemedi.

Maçtan önce takımda ciddi eksiklerimiz var. Volkan - Dia - Niang ve Emre'de sakatlıklar mevcut. Normal şartlarda 4 oyuncu da böyle bir derbi öncesi oynatılır ancak Perşembe akşamı oynanacak maçı düşünerek ben Aykut Hoca'nın bu dört oyuncuyu da oynatmayacağını düşünüyorum. Zaten prensip olarak her zaman sağlıklı oyunculardan kadro kurulmasından yanayım.

Paok maçında çift forvet çıkılmasının maç için en mantıklı taktik olduğunu düşündüğümü belirtmiştim maçtan önce Paok takımının oyun yapısı ve beklerinin etkinliğini düşünerek.

Trabzon maçı ise bizim klasik 4-2-2-1-1 sistemimize tam olarak uygun bir maç. Çünkü Trabzon'un bek ve stoperlerinin hucum varyasyonlarında herhangi bir etkinlikleri yok.

Kafamdaki kadro Mert-Gökhan-Lugano-Bilica-Andre Santos-Mehmet-Cristian - Özer- Stoch-Alex-Semih ancak hepimiz biliyor ki hoca Topuz'u oynatıp sağa Özer'i koymak yerine Selçuk ile başlayıp Özer'i yedek kulübesinde bırakacak. Kabul ediyorum fizik gücümüz ve defansif oyun yapımız Selçuk ile inanılmaz derecede kuvvetleniyor ancak benim Aykut Hoca'dan beklentim, Daum'un oyuncuların maalesef zihnine kazıdığı defansif futbol anlayışından takımı kurtarması. O yüzden umarım Özer ile başlarız.

Maça gelince. Ben fazla sıkıntı yaşamayıp büyük ihtimalle tek farklı bir galibiyet ile döneceğimizi düşünüyorum. Umarım Şenol Hoca Teofilo ile başlar zira Umut bizim defans için daha büyük bir problem.

20 Ağustos 2010 Cuma

Deivid de Souza

Dün de belirtmiştim. Bir hüzün kaplamıştı içimi sempatik Brezilyalı'dan ayrılık haberini aldığımda. Hoş 1 aydır devam eden gelişmeler sonucu sonunda noktayı koymuştu Fenerbahçe kariyerine. Çok zor günler geçirdi. Bacağının kırılması, annesini kaybetmesi, ilk geldiği sene yaşadığı uyum sorunu vs. Ama üstesinden geldi sempatik Brezilyalı her türlü sorunun. Kritik maçlarda attığı goller, verdiği mücadele, bize yaşattığı sevinçler, izlerken bizleri inanılmaz eğlendiren gol sevinçleri. Hepsi hoş birer hatıra olarak anılarımızda kalacak.

Keşke ile başlayan cümleler vardır ya, hepimizin hayatı boyunca bol bol kullandığı. İşte onlar Deivid için bolca kullanılabilir. Keşke ayağını kırmasadı. Keşke biz o berbat sahada antreman yapmak zorunda kalmasaydık. Keşke Aragones'in azıcık kafası çalışsaydı ve ben böyle sahada idman yapmam arkadaş diyebilseydi. İşte o zaman inanın ne Dia'ya gerek olurdu, ne de Kazım'ın sorunlarını takardık.

Ama netice de alına ne yazılıyorsa o oluyor. Bundan sonra Flamengo forması ile izleyeceğiz Deivid'i. Umarım orada başarılı olup son 4 senesini en mutlu şekilde geçirir. Sonra da küçükken hep özlemini duyduğu baba sevgisini çocuklarına en derin şekilde hissettirir.

Kendine iyi bak dost...

19 Ağustos 2010 Perşembe

PAOK : 1 - FENERBAHÇE : 0 ( Olmadı Aykut Hoca )

Konu çok basitti. Rakip medya tarafından şişirilmiş ofansif anlamda iyi defansif anlamda ise çok kötü bir takım idi PAOK. Şimdi herkes diyecek ki görmedin mi adamlar 10 kişi kaldı adam akıllı pozisyon bile vermedi diye. Sorun PAOK'un 10 kişi pozisyon vermemesi değildi. Sorun bizim pozisyona giremeyişimizdi. Hafta başında bir yazı yazdım. Twitter'dan çoğu kişi bayağı bir madara oluruz tepkisi verdi. Umarım maçı herkes izlemiştir. Rakipte bir numara yok. Ama biz korkak tek forvetli dizilişimiz ile adamların kendilerini bir şey sanmalarını sağladık. Hafta başı dedim ki Alex - Niang - Semih üçlüsü ile çıkalım. Sebebi ancak bu şekilde adamların bekler dahil hucuma çıkamayacağı idi. Çok net görüldü ki ilk yarıda herkesin savunduğu oyun düzeni ile yokları oynadık. Kimse bana Alex koşmuyor filan demesin. Zaten onun işi koşmak değil. Ama ileride top atacak adam vermezseniz Alex'e ondan da bu kadar verim alırsınız. Her zaman yan pas kaderiniz olur. Yediğimiz golde ortaya sağ bekleri yaptı. Sizce biz çift forvet çıksak o adam o kadar rahat orada elini kolunu sallayabilir miydi ????

Şimdi sizlere soruyorum. 4-3-1-2 çıksak maça ne değişirdi  ? Cevabını söyleyeyim hemen. Maçı maksimum 2-1 kaybederdik. O da sevgili İlhan yüzünden olurdu inanın. Hafta başında Güreş federasyonuna bağışlarım direk demiştim İlhan'ı. Haksızlık etmeyeyim adama. Orası da ona fazla gelir. Daha basit bir işle uğraşsın bence. Adam boş yere faul yapıyor her pozisyonda. KAfaya çıkamıyor. Sırtı dönük adamları haşırt diye ittirip indiriyor. Sebebpsiz hepsi. Böyle futbolculuk olmaz. Kafa çalışmıyor resmen.

Maçın özeti : Aykut Hoca korkak davrandı maçı kaybettik. Cesur davransa ne olurdu. Cevabım basit. Bundan kötüsü olmazdı.

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Anket sonucu... And the winner is.........

Anket bitti. Sonuç Appi ve Anelka 11 oy , Tuncay 6 Oy, Aurelio 3 oy, Nobre 2 oy. Açık ve net bir şekilde gözüküyor. Taraftarımız ne olursa olsun Appiah'ı unutmuyor. 10 yabancı hakkımız varken sırf takımı ateşlesin diye bile oynamayacak Appiah'ı takımda tutardım. ama maalesef sakat oyunculara karşı aşırı vefasızız. (Deivid hariç) Sanki Luciano, Edu , Washington, Appiah yolda yürürken sakatlandılar. Bu kadar amatör ruhtan uzaklaşma beni cidden bozuyor.

Anelka'nın da en az Appiah kadar oy almasına hiç şaşırmadım dersem yeridir. Gittikten sonra 1 kelime kötü söz söylemeyip, bana futbolu tekrar sevdirdiler diyen asi Fransız. Seni hep bağdat caddesinde şampiyonluk kutlamasında, otobüsün üstünde taraftarlara gülücük saçarken yaydığın pozitif enerji ile hatırlıyor bu taraftar. Sana ego manyağı diyen insanlara tek bir şey söyleyebilir. " Problem sizsiniz."

17 Ağustos 2010 Salı

PAOK maçı öncesi

Gergin bekleyiş sürüyor. PAOK karşısında Fenerbahçe için tehlike çanları çalıyor.  Bence pek çalmıyor çanlar ama maalesef insanlarda negatif hava hala dağılmadı.

Eksiklere bakalım. Volkan'ın bacağı kopsa da oynayacağını varsayıyorum. Defanstan başlayalım. Bilica ve Bekir ikilisi cezalı. Muhtemelen Lugano - İlhan ikilisi ile maça başlayacağız. Sağda Gökhan, solda Santos'un yeri zaten garanti. Gelelim temel sıkıntımıza. Orta saha ve kanatlar. Emre ile Cristian'ın yeri garanti. Stoch cezalı. Dia sakat. Bu durumda hafif sakatlığına rağmen Topuz ilk 11'de başlayacak demektir. Geriye kalıyor sol tarafta kimin oynayacağı. Bence bu maç özellikle rakip TD'ü sıkıntıya sokmak için en ideal maç. Çünkü PAOK Td'si adım kadar eminim ki klasik şablonumuz üzerine maça hazırlık yapıyor.

Bence Volkan - Gökhan,Lugano,İlhan,Santos - Topuz,Cristian,Emre- Alex - Niang,Semih 11'i ile çıkarsak maça 1-0 önde başlarız. Tek forvetle klasik düzenimizde oynamamız, özellikle de rakibin ateşli taraftar desteğini de arkasına alarak kalemizde gereksiz basko yememize sebep olur. Ancak Niang - Semih - Alex üçlüsü ile başlamamızı onları defansta ister istemez tedbir almaya itip daha kontrollü oynamalarını sağlayacaktır. Kalemizden ne kadar uzakta oynarsak İlhan el bombamız o kadar az tehlikeli olur. Bilmem izleyen var mı ancak adamların en güzel yaptığı olay duran topları kullanmak. O yüzden mümkün olduğunca kaleden uzak tutmamız lazım adamları.

Hele de İlhan gibi kaleye arkası dönük adama künde teşebbüsü ile faul yapmaya meraklı bir stoperimiz varken.

Cristian Jr.

Bayılıyorum bu velede...

Muhteşem bir çocuk. Top tekniği de muazzam :)))

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Fenerbahçe : 4 - MP Antalyaspor : 0

Enteresan bir maçtı Pazar akşamı gerçekten. Young Boys karşısında tel tel dökülen takım nasıl olur da ilk yarım saate 4 gol sığdırır, hiç görülmemiş hucum varyasyonları gerçekleştirir üstüne sağlam savunma yapar. Sonuç net çok bilgili futbol ulemaları için. Antalyaspor bu sene düşer...

Bu zaten klişe bir laftır Fenerbahçe farklı bir skor aldım mı. FB bu şekilde bir galibiyet alırsa bilin ki rakibi berbattır. Ama başka ezeli rakiplerden biri böyle bir galibiyet aldım mı hucum zenginliği, presle rakibi boğma vs. gibi senaryoları aylık 39,99 TL vermeden izleyebilirsiniz.

Maça gelince. Fenerbahçe'mizin internet sitesi maçı özetleyen bir resim koymuş zaten. YB maçları ile ligteki Fener arasındaki fark resimde gözüküyor zaten. Fenerbahçe'nin Alex'ten sonra en önemli hucum silahı Gökhan, orta sahayı Stoch-Dia defansif eksikliğinden kurtarmış önde ve ileride pres yapan hucum varyasyonları gerçekleştiren Topuz, defansın bel kemiği Lugano, hırslanmış bir Alex, 1 hafta boyunca ek kondüsyon çalışması ile kendini bulmuş Emre. Sadece bir kişi eksik tabii ki bizim muhterem "Genç Semih". Semih için ayrı bir parantez açmak lazım. YB maçında Gökhan Ünal ile kaybedilen dakikalar silsilesi. O maç analizinde de yazmıştım o maç Aykut hoca'nın acemilik maçı oldu. Gökhan hiç bir zaman FB'nin forveti olacak kapasite de bir oyuncu değil.
Semih gibi araya giren çıkan, topu saklayan, gerektiğinde kafayla top indiren duvar olan adam varken, Gökhan'ı 18'e almak bile intihardır bence. O çapkınlık yapmaya devam etsin, hoş onu bile yüzüne gözüne bulaştırıyor. Aykut Hoca'yı çok takdir etmeme rağmen bir soru da ona yöneltmek istiyorum. Aynı paparazzi yakalanmasını Kazım yaşasaydı tepkisi ne olurdu ???

Kazım gibi bir adamı yok yere harcamak gerçekten çok ama çok büyük bir teknik adam hatası. Kazım komşu kızı olsaydı inanın şimdi 10 15 mio€'lar teklif ederek kapısının önünde yatıyorduk FB'ye gelsin diye. Adam harcamak kolay ancak kazanmak zordur. Eğer Aykut Hoca Kazım'ı bu kadar kolay harcayacaksa o zaman benimde kafamda ciddi soru işaretleri oluşmaya başlayacak. Samandıra'da gitmesi gereken onlarca adam varken bir kırmızı kart için CKR'i harcamak gerçekten sadece bizim camianın medyadan aldığı gazla olacak bir iş.

13 Ağustos 2010 Cuma

Robson De Souza - Robinho

Gündeme bomba gibi düştü Robinho ismi. Olmama ihtimali, olma ihtimalinin yanında bir dev gibi duruyor. Ancak bir kez daha anladım ki bize böyle isimlerle anılmak lazım. Kimisini eminim tatmin ediyordur Dia,Stoch,Niang isimleri. Ama beni etmiyor. Tarihimiz boyunca hep yıldızlar takımı olmuşuz. Parmak ısırtan oyuncular hep bizim formamızı terletmiş. Bilmiyorum. Takım olmak güzel bir şey. Ancak arada onu resitale çeviren oyuncular da lazım. Kaptanımızın tartışıldığı bu yılda bize bir renk lazım diye düşünüyorum.

Robinho bence bu konuda ideal bir isim. Herkes Ayşegül gibi oynayan takım istemiyoruz diyor ama Selçuk uzun pası taca atınca da homurdanma başlıyor. Futbol iyi futbolcular ile oynanır. Robinho transferine burun kıvıran ise pardon ama sene boyunca  statta her türlü pas hatasında, kötü futbolda homurdanmadan sussun.

12 Ağustos 2010 Perşembe

Sokaklardan Old Trafford'a

Mutlu sonla biten Türk filmlerini sever misiniz ???

Eğer öyleyse bu yazıyı okuyun. Gerçekten ilginç, ilginç olduğu kadar acıklı bir hikaye bu.

Tiago Manuel Dias Correia ismi size ne ifade ediyor bilmiyorum. Bana geçen sabah yataktan kalkıp ofiste gazetelere bakana kadar hiç bir şey ifade etmiyordu. Bir insan düşünün. 15 - 16 yaşına kadar sokaktan çöp toplayarak geçinmeye çalışıyor. Sokaklarda yaşam kavgası veriyor. En büyük eğlencesi ise sokakta, onun gibi evsiz insanlarla top oynamak.

Tiago Manuel Dias Correia'nın hikayesi bu. Ya da küçüklüğünden itibaren abisinin onu çağırdığı ismiyle "Bebe"'nin. Anne ve babası tarafından yetiştirme yurduna verilip; hayatın zorluklarıyla mücadele ederek yaşam kavgası veren bu adam artık Manchester United forması giyiyor. Hikayesi ilginç Bebe'nin. Loures adlı ufak Portekiz kasabasının mahalli genç takımında oynarken Amadora takımının dikkatini çeken bu genç daha sonra asıl patlamasını, size ilginç gelecek ama "Portekiz Evsizler Milli Takımı"'nda yapıyor. Burada çıkardığı başarılı maçlar sonucu Amadora A takımına yani üçüncü lige terfi ediyor. Olayıns sonrası ise daha da ilginç Sene başında Vitoria Guimares'e transfer olan Bebe daha Portekiz 1.Liginde bir maç oynamadan kontratındaki satın alma maddesi çalıştırılarak 10 mio€ bonservis bedeliyle Manchester United'a transfer oluyor.

NAsıl mı ??? Alex Ferguson'ın kulağına fısıldayan eski bir dost sayesinde. Carlos Queiros. Ferguson'a tavsiye eden eski dost olunca ihtiyar kurt dayanamamış ve kadrosuna Berbatov,Rooney,Hernandez,Owen ve Macheda'dan sonra 6.santraforunu da katmış.

Büyük ihtimalle Bebe'yi kasım ayında Carling kupasında ilk kez görebiliriz. Ama olsun bir kül kedisi masalı gerçek olmak üzere. Hayatım boyunca ilk kez Ferguson'un hayırlı bir iş yaptığını gördüm ya. Artık ölsem de gam yemem.

Cristian Baroni

Kimine göre Aurelio'nun kramponunun bağı olamaz, kimine göre tek yönlü, kimine göre kaçak oynuyor. Geldiğinden beri övgüden çok eleştiri aldı. Çoğunluk adamın hakkında olumsuz düşünüyor. Bana kalırsa ideal bir ön libero. Ama tabii ki doğru sistem içinde. Biz öyle adamlar istiyoruz ki Alex gibi ara pası atsın, Appiah kadar mücadele etsin, Marco kadar top çalsın. Zaten bu özellikleri bir arada bulunduran oyuncu sayısı tüm dünyada 10 - 15'i geçmez.

Elimizde bir Baroni var. Biz beğenmiyoruz. Diyoruz ki çok geride duruyor. Peki size bir soru ? Emre sizce kariyerinin en iyi sezonlarından birini yaşadığı geçen sene nasıl bu kadar rahat oynadı ??? İki isim sayesinde. Selçuk ve Cristian.

Kesin olan birşey var. Cristian'ı hiç bir zaman Aurelio gibi yerlerde yatarak müdahele yaparken görmeyeceksiniz. Sebebi basit. Yapı farkı. Aurelio top çalardı ama Cristian gibi 50 metreye pası 5 kere denese 1 tane atabilirdi. Ya da hucum ederken atağın yönünü değiştirmek. Bunlar çok önemli meziyetler. Bunların hepsi Cristian'da var. Uzaktan sürpriz sert şutlar çıkarabiliyor.

Top kapamıyor diyenlere bir soru ? Xabi Alonso'yu kaç kez yerde görüyorsunuz bir maçta ?

Baktığınızda bence eksisinden kat ve kat fazla artısı olan bir oyuncu Cristian. Yerli iyi bir stoper alınabilirse eğer ilk 11'in değişmezi olur Cristian. Her zaman Cristian - Emre - Topuz üçlüsünün oynadığı bir orta sahayı tercih ederim eldeki kadroya baktığımda.

Son bir şey daha söyleyeyim. daum eğer 65 dk. beklemeseydi Trabzon maçında Cristian'ı oyuna almak için şu an muhtemelen şampiyonduk ve bunların hiçbirini konuşmuyorduk.

Antu Sorunsalı

Dün gece belirttiğim gibi Antu hakkında kısa bir iki satır karalamak istiyordum uzun süredir. Öğlen arası sanırım bunun için ideal bir zaman. Son 1 haftadır artık Antu'da yazı yazmamaya başladım. Bana kalırsa antu yönetimi gitgide kendi isteklerine göre yönetimi şekillendirmeye çalışıyor.

FB yönetimine yapılan en ağır ithamlar, en alaycı konuşmalar pas geçilirken, X bir insanın gülme smileysi ya da konu dışı yazdığı ufak bir mesaj ceza almasına sebep oluyor.

Antu'nun dışarıdan görüntüsü gitgide yönetime muhalif kanat olma yolunda ilerlediğini gösteriyor. Tabii ki muhalefet yapılabilir ya da eleştiri getirebilir. Ancak foruma yazı yazan bazı kullanıcılar hadlerini o kadar aşıyorlar ki bazen nutkum tutuluyor. İşin en acı tarafı herhalde Antu yönetiminin de nutku tutuluyor ki hiç bir eylemde bulunmuyorlar. Kendilerine göre bir doğruları vardır herhalde diyorum ama Fenerbahçe Spor Kulübü'nün en yüce makamı olan başkanlık koltuğunda oturan kişiye hakarete varan hatta direk hakaret eden kişilerin cezayı bıraktım, uyarı bile almadığı bir forum da; kimse kusura bakmasın ben art niyet ararım.

Eski Fenerlist zamanlarını, forumun birleştirici unsurunun ağırlık bastığı, insanların iyi niyet ile hareket ettiği günleri özledim.

Bir tane e-mail sahibi olursan FB camiası ile her türlü dalga geçme ve hakaret etme hakkına sahip oluyorsun maalesef artık. Çok mu zor üye olurken cep telefonu ile üyelik aktivasyon kodu yollamak. bakın bakalım o zaman bu kadar klavye kabadayısı, bu kadar kedi karga forumda dolaşır mı ???

Çözüm istense, çözüm çok kolay ancak ben şu anki durumdan Antu yönetiminin rahatsız olduğunu "Hiç ama Hiç" düşünmüyorum.

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Fenerbahçe 2010 - 2011

Pazar akşamı 21:45'te sessiz mabedimiz de yeni sezonu açıyoruz. Herkesi bir korku kapladı gidiyor. FB bu sene çok kötü, takım iş yapmaz, forvetimiz de yok diye panik havası tam gaz.Gerçekten durum bu kadar kötü mü yoksa biz mi abartıyoruz ???

Öncelikle YB maçında oynamayan oyuncuları bir kenara yazalım. Lugano - Gökhan - Topuz - Özer . Bu dört oyuncu geçtiğimiz sene neredeyse ikinci yarıdaki maçların hepsinde ilk 11 oynadılar. Yerlerine kim oynadı ?? Bekir - İlhan - Stoch ve Dia. Açık olarak gözüküyor ki ortada çok ciddi bir çelişki var. Spor yazarlarını zaten hiç anlamadım, hiç bir zamanda anlayamayacağım. Geçen sene Özer ve Mehmet Topuz'u herkes kanat oyuncusu olmadıkları, kanatta oynayıp bir orta kesemedikleri  için yerden yere vuruyorlardı. Ancak birşey unutuyorlardı. Bu takım o kadar maçı üst üste bu iki oyuncu sayesinde kazanmıştı. Selçuk yıldız olmuştu. Selçuk'un yıldız olma nedeni o dönem aşırı formda olması mıydı ??? Takımın orta sahasının full koşan adamlardan kurulu olması idi. Böylece ikili , üçlü sıkıştırmalar çoğaldı ve Selçuk gibi top kapma yeteneği fazla olan adamlar göze battı. Bir takımda 4 orta saha oyuncusunun pres yapması ile sadece iki kişinin koşması gece ile gündüz kadar fark ettirir oyunu.

Aykut Hoca burada yanıldı. Dia ile Stoch aynı tarz oyuncular. Tamam ofansif yaratıcılıkları üst düzeyde ancak defansif olarak tek yaptıkları elleri bellerinde maçı seyretmek. Stoch azda olsa çabalıyor ancak pek defansif yeteneği yok. O yüzden Stoch + Dia + Alex formülü tam olarak intihardı. Ben gerçekten Aykut Hoca'nın böyle bir yanlışa düşeceğini hiç düşünmemiştim. Dia ile Stochun aynı anda sahada olmasının tek formülü Alex'in oynamamasıdır. Nasıl zamanında Revivo - Rapaiç - Baliç'i aynı anda oynatamadıysak gene aynı problemi yaşayacağız. Bu yüzden ben Antalyaspor maçında Aykut Hoca'dan farklı bir 11 bekliyorum. Tabii ki Antalyaspor karşısında olayı fazla ciddiye almayıp gene ofansif zenginliklerle sahaya çıkabilir. Ama o zaman bilin ki maç tam mahalle maçı olur.

Açıkçası benim beklediğim 11 : Volkan - Gökhan - Lugano - Bilica - Santos - Emre - Selçuk - Cristian - Dia - Alex - Semih.

Tabii Özer'in son durumunu bilemiyorum. İdmanlarda oynuyor ama maç kondüsyonu ne durumdadır tam emin değilim  Bildiğim kadarıyla Topuz bu maça yetişemiyor.

Bu maç bir nevi Paok maçının provası olacak. Herkesin aksine ben hiçte karamsar değilim maç ile ilgili. YB maçları tamamen bir hayal dünyasından uyanıştı Aykut hoca için. Ben kendisini tanıdığım kadarıyla söyleyeyim aynı hatayı iki kere yapacak biri değil. O yüzden artık çift kanat oyunculu çıkacaksak sahaya 3 orta sahalı, Alex ile çıkacaksa ise tek kanat oyuncusu ve özer -topuz ikilisinden birini kadroya alarak çıkacaktır.

Son olarak hep söylediğimi burada bir kez daha tekrarlayayım. Bilica - İlhan tandemi intihar etmekle eş değerdir. O yüzden YB'nin girdiği pozisyonları hele böyle bir orta saha dörtlüsüylen oynarken fazla kaale almayın. Lugano döndüğü an olay düzelir. Üstelik Bekir gibi sinir stres içinde oynamayan, harika ters kademeye giren GG'de takıma dönmüşken.

Son ekleyeceğim şey Emre'nin bence Antalya maçında oynatılmayıp kondüsyon çalışmasına tabi tutulması gerekliliği. Milli maçı izledim şimdi. Sezon başı kampına tam olarak katılamadığı için ciddi eksiklikleri var. Ufak bir kuvvet idmanı seansı kendine getirir açığı kapatır. Benden söylemesi...

Daniel Gonzales Guiza

Geçen sene ilk yarının son maçında Trabzon deplasmanı sonrası Guiza hakkında başka bir blogta yazdığım yazı.

Nedense tüm camianın aksine ben hala imzamı atıyorum bu yazıya.

Çoğu kişinin sevmediği Daniel Guiza nedense bana hep Anelka'yı hatırlatmıştır. Yaşadıkları sorunlar nedense bire bir aynı. Her zaman derim. Alex adamı vezir de eder rezil de . Guiza ne zaman boş alana koşu yapsa ve takımdan pas alamayıp kafayı iki tarafa sallamaya başlasa hep Anelka'nın boş alanlara yaptığı muhteşem koşular ve önüne bir türlü atılmayan toplar aklıma gelir.


Garip bir aşk hikayesi Guiza ile Fenerbahçe'ninki. Yılda 3,5 mio€ almasa muhtemelen şu anda Barcelona'da yedek kulubesinde senede 10 gol atarak yarı parayı kazanıyor olacaktı. Ancak yıldız transfer olarak lanse edildiği FB'de maalesef daha beklenen patlamayı yapamadı. Hoş bence adamın stili ile Fenerbahçe takımının oyun planı hiç benzemiyor. Guiza nasıl etkili olur ??? Adama sıfırdan top kes o illaki bir şekilde dokunur. ( En kötü Trabzon maçında ki gibi kuşlara vurur :)) ) Ancak illaki vurur. Özer'in Semih'e getirip ön direğe kestiği topu hatırlayın. Semih arka direkte bekliyordu hala. O yüzden Guiza'da doğal bir yetenek var sonradan kazanılamayan ve çoğu forvet oyuncusunda olmayan. Topsuz koşu. İnanın bu adamı İngiliz takımına koyarsanız adam en az 20 gol atar. Küfretmeyin ciddi söylüyorum. Adamın Mallorca'da penaltısız attığı 27 golün hepsini inceledim. Her çeşit gol var ancak neredeyse yarısından fazlası koşu yoluna atılan top ile. Zaten FB'de attığı gollerin nerdeyse hepside bu şekilde.

Sadede geleyim. Guiza FB için şanstır. FB ne kadar kullanır bunu bilemem. Evet belki komedi goller kaçırıyor ancak bir gerçek var o da adamın futbol alt yapısı u20 ve u18 takımı forvetlerine ders olacak nitelikte.

O yüzden sen golleri kaçır Dani. Ben büyük keyifle senin koşularını izlemeye devam edeceğim.

Deivid - Flamengo Aşkı

Bu sabah itibariyle Flamengo'dan 2 mio$'lık bir teklif gelmiş. Şu anda yönetimin pek paraya pula bakacak hali yok gibi gözüküyor. Ancak şurada bir sorun var. Deivid bizden 2,5mio€ alıyor. Flamengo bu parayı karşılayamaz. Duyduğum kadarıyla hazret aradaki farkı bu sene verin şartı koşuyormuş. Bu da bir nevi bonservisinin eline verilmesi.

Ne diyeyim ki ... Ayağı kırık adam ile basının gazı ile fahiş fiyattan bakın ben çok vefalıyım şovu yaparak sözleşme imzalarsan çekersin şimdi çilesini.

Ahhh ahhh çok hatalar yapıldı son 2-3 senedir. Gerçekten bazen en ufak bir plan program olmadığını düşünüyorum. Keşke eski Deivid olsaydı da komple takımın tüm sıkıntısı gitseydi. En büyük eksiğimiz şu anda eski Deivid gibi bir adam.

Dip Not : Takımda çoğu insana verilen şans Deivid'e verilse inanın 5 maç sonra eski haline geri döner.

Mamadou Niang




Sene başından beri yok Fabiano yok Forlan yok Gyan derken bir baktık ki Niang hayatımıza girdi aniden. Herkes Suarez gibi bitirici, Fabiano gibi kuvvetli, Forlan gibi gezgin, Gyan gibi dağıtıcı bir oyuncu istiyordu genel olarak baktığımızda. Niang'ta hepsinden bir parça mevcut. Zaten o yüzden bir anda değeri inanılmaz artarak Fransa'daki en önemli forvet haline geldi.

Peki Niang Fenerbahçe'nin aradığı adam mı ?

Bence değil. Sebebi ise Fenerbahçe'mizin o muhteşem forvet katliamcısı sistemi. Öncelikli olarak Niang fizik itibari ile tek forvete uygun bir oyuncu değil. Türkiye'de İsmail Güldüren tarzından oynayan sürüyle stoper var. Resmen dayak yiyerek cimciklenerek hucum etmeye çalışıyorsunuz. Niang'ın yanında Marsilya'da kapı gibi kuvvetli Brandao oynuyor. Tek forvet sadece derbi müsabakalarında oynuyorlar. Fenerbahçe'ye gelince ise her maç tek forvet. Kalas defanslar, bol tekme, sıkı markaj. Sonunda hepimiz ne bekleyeceğiz. Niang'tan bol gol. Eğer FB daha önce yazdığım gibi Alex-Stoch-Dia-Niang dörtlüsü ile sahada mücadele ederse, Niang'ıda Kezman-Guiza-Anelka üçlüsüne dördüncü halka olarak takarız.

O yüzden bence Aykut Hoca yanlış bir tercih yapıyor. Hiç desteklememe rağmen Gyan sisteme daha uygun bir oyuncu. Çözüm ne derseniz.

Çözüm çift forvete geçiş. Bir de iddia ortaya atayım. Herkes dalga geçecek ama. Guiza ile Niang çift forvet oynasın bu sene FB'nin gol ortalaması minimum 2,5 olur.

Fenerbahçe'nin YB maçında sahadaki problemi neydi ????


Sorun basit... Hucumda etkisiziz. Sebebi defans oyuncularımız oyun kuramıyor. Defansta etkisiziz. Sebebi ileri oyuncularımız geri gelmiyor.


Fenerbahçe takımının tandeminin İlhan - Bilica olması utanç kaynağıdır. Bilica´yı top tolayıcı yapmam. İlhan´ı güreş federasyonuna bağışlarım.
Artık şapkayı önümüze koymanın zamanı geldi geçiyor. Ya bu seneyi kaybedeceğiz ya da radikal kararlar alacağız. İlk iş defansa luganonun yanına högh tipi bir adam alarak olmalı. Bu saatten sonra Bilica´nın bir yararı olmayacağını hepimiz öğrendik. Bu arada Aykut ve İsmail Hoca´ya kocaman bir sitemde bulunayım rakibi analiz edememişler. Bir takım rakip takımın etkili hucum oyuncularının ne tarafa çalım attığına kadar bilmelidir. Ama dün Bilica ve İlhan gösterdiki biz bu çalışmayı yapmamışız. adam hep içe çalım atarken bizimkiler dışı kapatmaya çalıştılar. Bu teknik ekip zaafiyetidir.

Orta sahanın artık Gattuso - Pirlo - Ambrosini üçlüsü gibi kurulması lazım. Bitti artık 2 ön libero olayı.

3 Orta saha devrin gerçeğidir. Özer - Topuz - Emre - Selçuk - Cristian buraya aday. Bana kalırsa buraya bir takviye daha yapılmalı. Çünkü Özer ve Emre her an sakatlanabilecek tipte oyuncular. Cristian´da bence çok iyi futbolcu olmasına rağmen seyirci ile arası gergin. Bu böyle sürdükçe adamdan verim alınamaz.

Kanatların adamları belli. Artık adam eksilten iki kanat oyuncumuz var hayırlı olsun. Dia´da Stoch´da çok etkili olurlar. Özellikle Dia çok adam attırır bu ligde.

Maalesef artık takımda en sevdiğim hatta taptığım Alex´e yer yok. Oyun yapımızı insanlar ezberledi. Artık değişikliğin zamanı geldi. Dün hep orta sahaya gel top al kaptan diye didindim. Bir kez bile almadı. orta yuvarlakta eli belinde topun ona gelmesini bekledi. Artık isviçre´nin en sıradan takımı bile buna izin vermiyor. üzülerek söylüyorum ama artık Alex´in joker senesi olması lazım.

Forvete gelince. Gökhan hiç bir zaman büyük takım oyuncusu olamaz. Onu 90 dk sahada tutmak intihar etmektir. Sadece küme düşmemeye oynayan takımlar ile oynanan maçlarda 10 dk max oynatırım. Semih deseniz moralman bitik. Kafada bin türlü sorun var belli. ama camiaya yazık ediyor. ayıp bence yaşanan bu olaylar. Oynayacaksa kafasını tam vermeli.

Dünden sonra mutlaka tez zamanda geçti borun pazarı sür eşeği niğdeye olmasına rağmen kalburüstü bir santrafor alınacaktır. Bence UEFA´ya şimdiden gitmemiz en hayırlısı oldu. Çünkü ben kendi adıma inanmıyorum ki bu takım ŞL´de tur atlayabilsin. En azından grupta 3. olup oraya geçeceğimize‚ baştan tozunu yutarak adım adım gidelim.

Takıma gelince. Ben gene yanlış transfer yaptığımızı düşünüyorum. Bence Stoch ve Dia ikisi birden alınmamalıydı.

Biri yeterliydi. Çünkü profilleri aynı. Gene Revivo-Rapaiç-Baliç olayına dönücek olay.

Kafamdaki takıma gelince... Ben olsam...

Volkan

GG - Lugano - yabancı transfer - Santos

Topuz - Emre - Yabancı transfer

Dia Özer

Yabancı Transfer

şeklinde bir takım kurarım. En azından dinamik ve mücadele eden olur. Stoch´ta rakip yorulunca girip daha etkili olur.

santos konusuna da değinmek istiyorum. Ben olsam kilo verene kadar kadroya almam. Bel kalın hareket edemiyor. Profosyonel değilsen oynamayı hak etmezsin.

Aykut hoca için konuşmak çok erken ama bence ilk büyük takım tecrübesinin acemililiklerini yaşıyor.

Gitmesi gerekenler mi : Guiza - Deivid - İlhan - Bilica - Önder.

Kazım artık ne olduğunun farkındadır umarım. Şımarıklığının bedelini ödedik gene. ama suç onda mı hayır kesinlikle.

Maalesef çok sevdiğim ve saydığım Aziz Başkan ve Aykut Hoca´da...