Bir efsanedir Fabio Luciano. O formasına tutkuyla bağlı, kanının son damlasına kadar her maçta akıtan, tam bir liderdir. Kendisi ile tanışmamız 2003 senesinin yaz aylarında başlar. Fenerbahçe Corintians takımının kaptanını uzun uğraşlar sonucu kiralamayı başarmıştır. Kimdir bu Luciano diye herkesi bir telaş kaplamıştır. Fenerbahçe'nin defansı son derece zayıftır bir evvelki sene. Acaba Fabio bu defansı toparlayabilecek midir ? Bu soruların hepsi Fabio'nun sahaya çıktığı an insanların kafasından silinip gidecektir. Neden mi ? Fenerbahçe sahasında İstanbulspor ile oynuyordur. Meşhur Enke maçıdır bu. İstanbulspor karşısına yepyeni bir Fenerbahçe çıkmıştır. Tribünler fulldur ancak ortada bir aksilik vardır. Takım iyi oynayamıyor ve İstanbulspor akın akın geliyordur. PVH'un ilk maçında tribünler farklı bir galibiyet beklerken sahada sivrilen ve yenilgiye isyan eden bir adam vardır. Fabio Luciano. Daha ilk maçından ortada bir aşk başlar taraftar ile Fabio arasında. Tüm hal ve hareketleri Jes Hogh ve Uche tandeminden beri ilk kez Fenerbahçe defansında bir liderin forma giydiğini açıkça belli eder.
Sezonlar ilerler... Aşk iyice büyümüştür taraftar ile Fabio arasında. O takımın cesur yüreği olmuştur. Herhangi bir haksızlıkta takım arkadaşını o savunmaya gider. Agresif derler Fabio için alakası yoktur. O takım arkadaşı için direk kendini siper atar. Ortada bir haksızlık varsa ilk o isyan eder. Liderdir o. Arkasına onlarca insanı hareketleri ile alabilecek bir yapısı vardır. Takımdan ayrılmasının üstünden o kadar zaman geçmişken bu taraftar onu hala özlem ve sevgiyle anıyorsa; siz anlayın ne kadar önemli ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu.
Tarif edilemez bir hırs. Formaya secde edecek kadar seven bir savaşçı. En kritik anlarda en kritik hareketleri yapan eşsiz bir yetenek. Kim ondan daha fazlasını ister ya da beklerdi ki. Emin olun bugün 35 yaşında geri dönme ihtimali var deseler binlerce Fenerbahçe taraftarı koşturarak havaalanına onu karşılamaya gider. Çünkü ona karşı duyulan sevginin ne attığı gollerle alakası var ne de bize yaşattığı mutluluklar ve şampiyonluklarla.
Ona duyulan tüm sevginin nedeni her zaman için forması için varını yoğunu vermesidir.
Teşekkürler Fabio. Emin ol 100 yıl geçse de bu taraftar seni unutmayacak.
Fabio Luciano é um mito. Ele formasına apaixonados, lançando todos os jogos até a última gota de sangue, é um líder na sua totalidade. Eu me encontrei com ele no verão de 2003 começa. Esportes capitão da equipe corintiana conseguiu alugar um resultado de uma longa luta. Quem é esse Luciano cobriu uma enxurrada de todos. Fenerbahçe ano anterior, uma defesa muito fraca. É este o zagueiro Fabio toparlayabilecek eu me pergunto? Todas essas questões está fora do campo Fabio'nun vai para a cabeça das pessoas apagadas. Por quê? Esportes oynuyordur campo com Istanbulspor. Enke este jogo famoso. Istanbulspor contra o Fenerbahce tem uma marca nova. Fulldur fica no meio, mas tem um revés. A equipe está recebendo oynayamıyor bom e efectivo Istanbulspor. PVH'un vencer primeiro jogo das arquibancadas enquanto espera por uma área diferente e afinando para um homem que já derrotou a rebelião. Fabio Luciano. Ela começa com o primeiro jogo no meio de um amor entre os fãs e Fabio. Todo o estado e Jes Høgh e movimentos tandeminden Uche, pela primeira vez desde a forma de um defansında líder Fenerbahce claro que ela estava usando.Estação progride ... O amor cresceu e se bem com os fãs de Fábio. Ele tem coração valente da equipe. Ele vai para a defesa de um injustiçado qualquer companheiro de equipe. Fabio não tem nada a dizer, agressiva. Ele joga proteger-se diretamente ao companheiro. Se você tem uma média inicial de errado é que a revolta. Líder o. Atrás há uma estrutura para receber dezenas de pessoas com o movimento. Separação das equipes de ponta passaram saudade de tanto tempo e amor que os fãs ainda anıyorsa ele, e você entende o quão importante é o quão valioso jogador.Indescritível a ganância. Formaya um lutador que ama o suficiente para prostrados. Os momentos mais críticos de uma capacidade única para fazer os movimentos mais críticos. Quem quer mais do mesmo, ou esperar por isso. Certifique-se de voltar 35 anos hoje, eles dizem que é provável que correr para o aeroporto para encontrá-lo de lado em favor de milhares de Fenerbahce. Porque o amor sentia por ele, nem tem nada a ver o que você marcou e şampiyonluklarla-nos a viver a felicidade.A razão pela qual todo o amor dele todo o tempo necessário para a camisa é que yoğunu Varini.Obrigado Fabio. Certifique-se que 100 anos se passaram, esses fãs nunca vão esquecer.
9 Eylül 2011 Cuma
8 Eylül 2011 Perşembe
Acaba Geç mi Kaldık ?
Çok zorlu bir sürecin başındayız halen. Başkanımız, yöneticilerimiz ve çalışanlarımız hala tutuklu. Aylardır tüm sevenler adamakıllı bir uyku uyuyamadı. Herkesin aklını hep aynı cümleler kemiriyor . Ne zaman özgürlüğüne kavuşacak bu insanlar ???
Yürüyüşler, protestolar, kampanyalar vs. derken iki ayı devirdik. Bir sonuç var mı derseniz maalesef henüz yok. Kaybettiklerimiz var mı ? Çok var. Peki ya kazandıklarımız ??? Hiç o yönden baktık mı sizce bu olaya ?
Yıllardır şikayetçiydik. Bölünmüştük. Hepimiz ayrı telden çalıyorduk. Kimimiz A derken iki blok ötemiz Z diyordu. Ne bir bütünlük, ne birbirine sevgi, ne birbirine saygı. Hiçbir şey kalmamıştı o 52.000 kişilik kutsal yerde. Rant savaşları hüküm sürüp bilmem ne grubu şu blokta, o derneği bu blokta, şu zamazingolar şu blokta masalları ve hikayeleri ile yıllardır uyutulduk, uyuduk ve tükenmeye doğru hızla ilerledik. Her maç derdimiz öndeki ayakta izliyor maçı dur şunu oturtayım oldu. Ya da yanımızdaki insanlardan şikayetçiydik. Merdivende maç seyreden en büyük problemimizdi. Merdiven boşluklarına yapılan demir basamakları daraltıyordu aman kulübe yazı yazalım birer koltuk sökülsün bir rahat edelim tek dileğimizdi. Stada giriş çıkış bizim problemimizdi. Guiza vardı. 14 mio € a alınmıştı gol atamıyordu ama. Senelik ücreti de yüksekti. Selçuk Şahin uzun pasla atağın yönünü değiştiremiyordu e o zaman hemen ıslıklamak lazımdı. Migros'a kombine yapılmıyordu, böyle iş mi olur bizim grup orada ya ona tavırdan yapmıyordu başkan. Hani herşey düzgün olunca ilişkisinde problem çıkarmaya çalışan çiftler vardır ya. Aynı onlar gibiydik. Kendi içimizde, kendi kendimizi yedik, yedik, Allahtan bitiremedik. İyi ki beceremedik bunu. Sonra ne mi oldu ? 3 Temmuz sabahı bir anda kafamızın tam ortasına bir balyoz yedik. Belki de iyiki de yedik dememiz lazımdı. Yoksa biz kendimizi içten bitirecektik.
Benim gibi eski tribüncülerin dilinden düşmeyen bir cümle vardır. Hepimizin özlediği, hepimizin tekrar orada olalım dediği. " Eski Numaralı Ruhu". Şimdiki genç arkadaşlarımızın yaptığı gibi birilerinin peşinden gitme gereği duymayan, önceliği ve tüm konsantrasyonu Fenerbahçe üzerine olan bir topluluktuk. Haksızlığa her türlü demokratik tepkimizi koyar, sonuna kadar mücadele ederdik.
Bugün baktığımda tekrar o kısır kavgaların bitmeye başladığını gene tek çatı altında mücadele etmeye başladığımızı, gene insanların sadece Fenerbahçe için enerjilerini harcadıklarını görmek cidden güzel. Belki de buna ihtiyacımız vardı bilmiyorum. Türkiye'nin önünde durulması en büyük gücü var elimizde. Biz kendi kendimize bunu yok etmeye başlamışken, bu olay tekrar bizi bir araya getirdi; tekrar o tek yumruk olmaya doğru adım attık. Ama kafamda tek bir soru var...
ACABA GEÇ Mİ KALDIK ???
7 Eylül 2011 Çarşamba
Yeniden Merhaba
Uzun zamandır ara verdiğim yazılara artık geri dönüş yapma zamanı geldi. Yeni site taslak aşamasında. Onu muhtemelen 4 arkadaş yönetecek ben desteklicem. Ben kendi fikirlerimi burdan yayınlamaya devam edeceğim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)