8 Eylül 2011 Perşembe

Acaba Geç mi Kaldık ?

Çok zorlu bir sürecin başındayız halen. Başkanımız, yöneticilerimiz ve çalışanlarımız hala tutuklu. Aylardır tüm sevenler adamakıllı bir uyku uyuyamadı. Herkesin aklını hep aynı cümleler kemiriyor . Ne zaman özgürlüğüne kavuşacak bu insanlar ???

Yürüyüşler, protestolar, kampanyalar vs. derken iki ayı devirdik. Bir sonuç var mı derseniz maalesef henüz yok. Kaybettiklerimiz var mı ? Çok var. Peki ya kazandıklarımız ??? Hiç o yönden baktık mı sizce bu olaya ?

Yıllardır şikayetçiydik. Bölünmüştük. Hepimiz ayrı telden çalıyorduk. Kimimiz A derken iki blok ötemiz Z diyordu. Ne bir bütünlük, ne birbirine sevgi, ne birbirine saygı. Hiçbir şey kalmamıştı o 52.000 kişilik kutsal yerde. Rant savaşları hüküm sürüp bilmem ne grubu şu blokta, o derneği bu blokta, şu zamazingolar şu blokta masalları ve hikayeleri ile yıllardır uyutulduk, uyuduk ve tükenmeye doğru hızla ilerledik. Her maç derdimiz öndeki ayakta izliyor maçı dur şunu oturtayım oldu. Ya da yanımızdaki insanlardan şikayetçiydik. Merdivende maç seyreden en büyük problemimizdi. Merdiven boşluklarına yapılan demir basamakları daraltıyordu aman kulübe yazı yazalım birer koltuk sökülsün bir rahat edelim tek dileğimizdi. Stada giriş çıkış bizim problemimizdi. Guiza vardı. 14 mio € a alınmıştı gol atamıyordu ama. Senelik ücreti de yüksekti. Selçuk Şahin uzun pasla atağın yönünü değiştiremiyordu e o zaman hemen ıslıklamak lazımdı. Migros'a kombine yapılmıyordu, böyle iş mi olur bizim grup orada ya ona tavırdan yapmıyordu başkan. Hani herşey düzgün olunca ilişkisinde problem çıkarmaya çalışan çiftler vardır ya. Aynı onlar gibiydik. Kendi içimizde, kendi kendimizi yedik, yedik, Allahtan bitiremedik. İyi ki beceremedik bunu. Sonra ne mi oldu ? 3 Temmuz sabahı bir anda kafamızın tam ortasına bir balyoz yedik. Belki de iyiki de yedik dememiz lazımdı. Yoksa biz kendimizi içten bitirecektik.

Benim gibi eski tribüncülerin dilinden düşmeyen bir cümle vardır. Hepimizin özlediği, hepimizin tekrar orada olalım dediği. " Eski Numaralı Ruhu". Şimdiki genç arkadaşlarımızın yaptığı gibi birilerinin peşinden gitme gereği duymayan, önceliği ve tüm konsantrasyonu Fenerbahçe üzerine olan bir topluluktuk. Haksızlığa her türlü demokratik tepkimizi koyar, sonuna kadar mücadele ederdik.



Bugün baktığımda tekrar o kısır kavgaların bitmeye başladığını gene tek çatı altında mücadele etmeye başladığımızı, gene insanların sadece Fenerbahçe için enerjilerini harcadıklarını görmek cidden güzel. Belki de buna ihtiyacımız vardı bilmiyorum. Türkiye'nin önünde durulması en büyük gücü var elimizde. Biz kendi kendimize bunu yok etmeye başlamışken, bu olay tekrar bizi bir araya getirdi; tekrar o tek yumruk olmaya doğru adım attık. Ama kafamda tek bir soru var...

ACABA GEÇ Mİ KALDIK ???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder